Pala: "Norm Fazlası Re'sen Atamalar ve Alan Dışı Görevlendirilmeler Durdurulmalıdır!"

Eğitim-İş Ordu Şube Başkanı Hikmet Pala yaptığı yazılı basın açıklaması ile Milli Eğitim Bakanlığı'nda adaletsizlik ve keyfiyetin kural haline geldiğini belirterek 'Norm fazlası' bahanesiyle yapılan re'sen atamaların öğretmenlerin mesleki ve insani haklarını yok sayan açık bir sürgün politikası olduğunu söyledi.

“Öğretmeni Koruyan Değil, Cezalandıran Bir Kurum”

Açıklamasında Bakan Yusuf Tekin döneminde MEB’in, öğretmeni koruyan değil cezalandıran bir kuruma dönüştüğünü iddia eden Eğitim-İş Ordu Şube Başkanı Hikmet Pala, Normlar güncellenmemiş, Talim Terbiye Kurulu’nun daralttığı alanlar ve okul müdürlerinin inisiyatifine bırakılan seçmeli dersler nedeniyle; bilişimden görsel sanatlara, müzikten felsefeye, matematikten daha birçok alana kadar ders saatleri azaltılmış ve yüzlerce öğretmen norm fazlası durumuna düşürülmüştür.” dedi.

“Keyfi Atamalar Yapılıyor”

Ordu ili genelinde de keyfi atamaların yapıldığını söyleyen Başkan Pala, “Ordu’ya aile bütünlüğünün sağlanması için gelen ve eşi Altınordu’da çalışan öğretmenlerimizden birisi Akkuş’un Akpınar köyüne, bir diğer arkadaşımız yine Altınordu’dan Gölköy Güzelyurt’a, başka bir arkadaşımız ise Aybastı Ortaköy’e resen atanmıştır. Bu arkadaşlarımızın aile bütünlükleri yok edilmiştir. Çünkü atandıkları bu okullara sabah gidip akşam dönme şansları yoktur.

Ordu resen atama listesine baktığımızda; Gülyalı’dan Akkuş’a, Altınordu’dan Akkuş, Gölköy, Korgan, Mesudiye’deki okullara; Fatsa’dan Akkuş’a resen atamalar yapıldığını görmekteyiz. “ ifadelerini kullandı.

“Öğretmen Ailelerini Parçalıyorlar”

“İşte AKP’nin “Aile Yılı”! Sözde aileyi kutsuyorlar ama öğretmen ailelerini parçalıyorlar.” diyerek sert eleştiride bulunan Pala, “2025 yılı Ağustos ayında gerçekleştirilen norm fazlası atamalarda mevzuatta yeri olmayan “ilçe grubu” uygulamasına gidilmiştir. Buna göre Gürgentepe ile Gölköy bir grup, Altınordu, Gülyalı, Perşembe, Ulubey, Kabadüz bir grup idi ve norm fazlası öğretmenler ancak kendi grupları içinde resen görevlendirilmişlerdi. Bakanlık kendi oluşturduğu bu gruplara dahi uymamış, öğretmenlerimizi eşinden, çocuklarından başka bir yerde ev tutmak zorunda oldukları yerlere atamıştır. Bu hukuki zeminden yoksun uygulama sonucunda aile bütünlükleri zedelenmiş, ciddi mağduriyetler doğmuştur.” sözleriyle norm fazlası re’sen atamaları eleştirdi.

Pala’nın açıklamasının devamı şöyle;
“Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun (ÖMK) 6. maddesi açıkça öğretmenlere il içinde tercih hakkı tanınmadan re’sen atama yapılamayacağını söylerken, Bakanlık hukuku çiğnemiştir.

Daha önce de benzer hukuksuzluklarda Danıştay, Eğitim-İş’in açtığı davalarla yürütmeyi durdurmuş ve atamaları iptal etmiştir. Kasım 2024 sürecinde kazanılan davalar bunun en açık örneğidir. Nisan 2025 ve sonrasında yapılan düzenlemelere karşı da dava açılmıştır. Bugün de aynı şekilde kılavuza dava açılmış, ilçe grupları davamız sürmektedir. Ayrıca mağdur öğretmenlerimizin açtığı bireysel davalar da devam etmektedir.

Norm güncellemesi yapılmadan yapılan atamalar, sıra tayin sisteminin amacını boşa çıkarmış; MEB’in plansızlığı yalnızca öğretmenleri değil, eğitim sistemini de çıkmaza sürüklemiştir.

Dahası, norm fazlası öğretmenlerin önemli bir bölümü isteği ve branşı dikkate alınmaksızın, branşı ve kademesi dışında re’sen görevlendirilmiştir. Örneğin: lise İngilizce öğretmeni özel eğitim anaokuluna, lise tarih öğretmeni ilkokul özel eğitim sınıfına, lise Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni ise ilkokul destek eğitimine gönderilmiştir.

Bu uygulamalar, öğretmenlik mesleğinin uzmanlık alanlarını yok saymakta, mesleki itibarı zedelemekte ve eğitimin niteliğini düşürmektedir.

Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz:
-MEB’in plansızlığının ve beceriksizliğinin bedelini öğretmenler ödeyemez!
-Hukuka aykırı olan bu süreç derhal sonlandırılmalı, mağduriyetler giderilmelidir!
Aile birliğini bozan bu politikalar, AKP’nin “Aile Yılı” söyleminin koca bir yalandan ibaret olduğunu ortaya koymaktadır. Bir yandan aileyi kutsal ilan eden AKP, diğer yandan öğretmeni yüzlerce kilometre uzağa göndererek aile bütünlüğünü yok etmektedir.
Eğitim-İş olarak kılavuzlara dava açtık, bireysel davaları başlattık ve MEB geri adım atana kadar tüm hukuki yollara başvuracağız. Dün olduğu gibi bugün de öğretmenlerimizin yanında olacağız, hukuksuzlukları ifşa edecek ve mutlaka durduracağız!”