Bu yaz Ünye'de dikkat çeken işler yapıldı. Kadınlara özel plaj ve açık yüzme havuzu hizmete girdi. Emniyet kemeri kullanım oranı %90’a çıkarıldı. Ünye Kalesi restore edildi, sadece iki ayda 115 bin kişi ziyaret etti.
Hepsi bir şehrin gelişimi için umut verici adımlar. Yapanın, düşünenin, çalışanların emeğine sağlık. Ama bir vatandaş olarak sormak zorundayım: Tüm bu güzellikler kimin hayatına dokunuyor?
Kadınlar için açılan plaj, ilk iki haftada 2.500 ziyaretçi ağırlamış. Ama kaç kadının oraya gitmeye imkanı, özgürlüğü, ulaşımı var?
Trafikte kemer takıyoruz. Bu sevindirici. Ama Ünye sokaklarında bebek arabası süren anneler hâlâ kaldırımlarda zorlanıyor. Neden? Engelliler ve yaşlılar için şehir ne kadar erişilebilir? Ünye Kalesi 2 ayda 115 bin ziyaretçiyi ağırladı.
Ancak bu ziyaretçiler Ünye esnafına, köy pazarına, küçük işletmelere fayda sağladı mı? Yoksa sadece gelip geçtiler mi?
Taş müzesi açıldı. Şehre sanat ve ruh kattı. Ama o müzeye giden gençler, üniversiteden mezun olduktan sonra bu şehirde iş bulabilecek mi?
Ben şunu savunuyorum: Güzelleşmek ayrı, iyileşmek ayrı şeydir. Şehir süslenebilir ama içinde yaşayanların hayatı değişmiyorsa, bu süs kalıcı değildir.
Ünye sadece vitrini değil, arka sokaklarıyla birlikte iyileşmeli. Kadınlara açılan plaj kadar, kadınlara açılan özgürlük alanları da olmalı. Trafikteki disiplin kadar, sokaktaki huzur da sağlanmalı.
Ben Ünye’ye makyaj değil, merhem istiyorum. Sadece göze değil, gönle hitap eden işler istiyorum. Şehri sadece turistler için değil, burada her sabah uyananlar için de güzelleştirelim. Çünkü bu şehir sadece güzel görünmekle değil, iyi yaşanmakla güzel olur...
Not: Bu yazıda geçen tüm rakamlar ve gelişmeler, son iki ayda Ünye yerel basını ve resmi açıklamalardan derlenmiştir.
FACEBOOK YORUMLAR