Fizyoterapist Mert Batuhan Ekiz

Fizyoterapist Mert Batuhan Ekiz

Bir Fizyoterapistin Kaleminden
[email protected]

Psikolojik Sorunlarla Başa Çıkmanın Yolu: Egzersiz...

08 Haziran 2025 - 16:37

Günümüzde psikolojik sorunlar, insan sağlığını tehdit eden en yaygın problemlerden biri haline geldi. Giderek artan stres, yalnızlık, kaygı bozuklukları ve depresyon, bireylerin yaşam kalitesini düşürürken toplum sağlığını da doğrudan etkiliyor. Modern yaşamın yoğun temposu, dijital ekranlara bağımlılık, sosyalleşme eksikliği ve uyku düzensizlikleri gibi birçok faktör, bu sorunları daha da derinleştiriyor.

Ancak bu karmaşık tablo içinde umut veren bir gerçek var: Düzenli fiziksel aktivite, psikolojik sağlığı güçlendirme konusunda oldukça etkili bir araç. Uzmanlar yıllardır egzersizin yalnızca bedeni değil, zihni de iyileştirdiğini vurguluyor. Bugün artık bilimsel verilerle desteklenen bu görüş, hem bireysel hem toplumsal düzeyde ele alınması gereken önemli bir gerçek haline geldi.

Peki egzersiz psikolojik sağlığı nasıl etkiliyor?
Fiziksel aktivite sırasında beyin, doğal olarak “iyi hissettiren” nörokimyasallar salgılar. Bunların başında endorfin, dopamin, serotonin ve norepinefrin gibi maddeler gelir. Bu kimyasallar, yalnızca ruh halini yükseltmekle kalmaz; aynı zamanda stres hormonlarını azaltır, zihinsel berraklığı artırır, dikkat süresini uzatır ve uyku kalitesini iyileştirir. Özellikle serotonin düzeyinin artması, depresyon ve anksiyete gibi rahatsızlıkların semptomlarını azaltmada kritik rol oynar.

Egzersizin bir diğer önemli etkisi de kişinin kendine ayırdığı bilinçli zamanı yaratmasıdır. Gün boyunca iş, okul, ev işleri veya sosyal medya gibi pek çok dikkat dağıtıcı unsurla kuşatılmış bir hayat yaşarken, egzersiz bir mola işlevi görür. Bu kısa molalar; bireyin kendiyle baş başa kalmasına, bedenini tanımasına ve kontrol duygusunu yeniden kazanmasına olanak tanır. Bu da özellikle anksiyete bozukluğu yaşayan bireyler için önemli bir psikolojik denge unsuru olabilir.

Üstelik egzersizin ruh sağlığı üzerindeki etkisi, sadece bireysel düzeyle sınırlı değil. Grup halinde yapılan aktiviteler, örneğin yürüyüş grupları, yoga sınıfları ya da dans atölyeleri, kişilerin sosyal bağlarını kuvvetlendirir, yalnızlık duygusunu azaltır ve aidiyet hissini artırır. Bu da hem özsaygıyı hem de yaşamdan alınan tatmini yükseltir.

Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta var: Egzersiz mucizevi bir çözüm değildir. Ciddi depresyon, travma sonrası stres bozukluğu ya da diğer psikiyatrik rahatsızlıklar söz konusu olduğunda, profesyonel yardım almak birincil öncelik olmalıdır. Egzersiz bu süreçte destekleyici bir rol üstlenir; tedavinin yerini almaz ama onu güçlendirebilir.

Peki ne kadar egzersiz yeterlidir?

Dünya Sağlık Örgütü, haftada en az 150 dakika orta şiddette egzersizi öneriyor. Bu, günde yaklaşık 20-30 dakika yürüyüşe denk geliyor. Ancak unutulmamalı ki önemli olan miktardan çok süreklilik ve sürdürülebilirliktir. Sevdiğiniz bir fiziksel aktiviteyi bulmak, onu hayatınızın doğal bir parçası haline getirmek, en kalıcı çözüm olacaktır.

Sonuç olarak, hareket etmek yalnızca fiziksel bir eylem değil; aynı zamanda zihinsel bir iyileşme sürecidir. Ruhsal yorgunlukların, tükenmişlik hissinin ve duygusal dalgalanmaların gölgesinde kaldığınızda, atacağınız bir adım –gerçek anlamda bir adım– tüm bakış açınızı değiştirebilir. Belki de ruhunuzu iyileştirmenin yolu, ayaklarınızı harekete geçirmekten geçiyordur.

Unutmayın: Bedeninize iyi bakmak, zihninize yatırım yapmaktır.



 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum