Reklam
Reklam

Canikli Aziz  Yusuf'tan; Bir Hâine Lânet Bir Kubur Ehline Had Bildirme BİR KARAKTER TAHLİLİ YAHUT BİR KARAKTERSiZİN MAHFİLİ

Canikli Aziz Yusuf'tan Bir Haine Lanet...

Canikli Aziz  Yusuf'tan; Bir Hâine Lânet Bir Kubur Ehline Had Bildirme BİR KARAKTER TAHLİLİ YAHUT BİR KARAKTERSiZİN MAHFİLİ
08 Mayıs 2024 - 11:29
Herkesi sanırsın zevki sefâda
Bilmezsin kim çilede kim cefâda
Tek sensin(!) dünyada çileli

Toplu iğne batsa bir yerine
Öküz gibi böğürürsün
Sinek ısırsa bi yerini
Merkep gibi anırırsın

Ne kadar küstahsın
Emek etmemişken kimse için
Hattâ terlemeden
Geçirmişken on yılları
Yata yata keyfi kederden
Herkesten her şeyi
İstemeye hak görürsün
Talan edersin tanıdıkları
Dost-arkadaş
Hısım-akrabayı
Emek hırsızı!

İşin gücün çıkar
Çıkar için selam çakar
Pusuda bekleyen fare
Güneşe yatmış yılan
Sessizce beklersin
Dalda oturan karga

Bir gün çamura batmadı ayağın
Kazma kürek çekiç keser tutmadın
Bir çivi çakmadın bir odun kaldırmadın
Bir fidan dikmedin
Bir meyve bile koparmadın dalından
Zahmet olur diye

Pembe panter gibi gezdin dünyada
Ama kara ziftî renklerle
Yarasa gibi uçtun gecede
Kâbus gibi her yerde

Ben! Ben! Ben!
Başka bir şey bilmedin
Güzelim bağları talan eden
Yaban domuzu gibi
Yıktın parçaladın dalları
Meyve, yemiş yüklü
Rengârenk bahçeleri
Rençberin düşmanısın
Porsuk, tilki, çakal,
Hep kendini tanıdın
Yaşadın hep kendine

Öyle pislik, iğrenç ve ilenç yaşadın ki
Marifet saydın işemeyi değirmenin bendine
Erdem ne arasın sende
İyilik güzellik incelik hak getire
Her şeyi yontup durdun kendine

Başkasını balta kesmiş umrunda mı
Arkadaşın ayağına çivi batmış takmadın
Dostunu kılıç doğrasa ne umrun
O/bu ölmüş, bayılmış, yaralanmış sana ne!

Hodbin oğlu bencilin tekisin
Diğerkâm olduğun yalanın büyüğü
Kimse için on gram çile çekmezsin
Dünya yıkılmış savaş çıkmış katliam olmuş
Zerrece ırganmaz ağzın
Tazı gibi kaçarsın
Başkasının derdini görünce

Hıyar-ağası
Bostan eseri
Cümle âlem senin hizmetkârın mı
İt biti kedi sirkesi tahtakurusu
Âlemi insanlığı enâyi mi belledin?
Milletin iyiniyet ve saflığını senayi mi belledin!

Herkes kendi mecraında akar düz-eğri
Binbir emek özveri ile çıkılır yokuşlar
Hele taş altındaysan taşrada
Yazla da kış yaşarsın baharla da
Ayak izin olursa tarlada
Harmanda hakkın sonyazda kızıl yaprak
Ayağında çamur elinde kızıl toprak
Kimse demez ona bir gün de için çalışma, bırak

Herkes ondan birşey ister az ya da çok
Dağıtır eliyle yağma ettirir harmanını
Bulamadığı hâlde daha kendi dermânını
Herkese doktor ilâç olan garibe
Yoksul babası fukara şemsiyesi adamın
Kimse bilmez fermanını

Mecnun gibi çölde, ördek gibi gölde
Kaplumbağa gibi adım adım
Tavuskuşu gibi üç beş metre uçarak
Tavşan gibi kısa yoldan kaçarak

Karga musıkîsi başta kurbağa zıplar yaşta
Vrak vırak vrak taşra dereleri
Bülbül niyetine öterler
O, kürek makûmu gibi çalışır
Her emekçinin derdi kendine yeterken
Sen, vefasız ve nankör, küstahça sitem edersin

Düşün: -Karga’dan ne farkın var şu dünyada
Yılan gibi tıslayıp durursun
İlk fırsatta dostlarını vurursun
Adın kalleş soyadın hain
Hani derler ya: -Şeytân-ı lâin

O sensin işte Yusuf’u kuyuya atan
Yakup’u inleten acıdan
Sen imdi dile Kâbe’ye gitsen ne fayda
Dile Kudüs’e dile Medïne’ye
İçinde bu pislik düşünce
Rûhunda bu kara zift hâli

Sana yakın olanın
Çok olur melâli
“-Satarsın ulan! Satarsın!”
Üç kuruşa dostunu…
Satmadın mı kaç kere?
-Şerefsiz!

Hiç bir zaman,
“Eşrefi mahlûkat” olamadın!
Olmak istemedin bile!
Eşşeki mahlûkat bile değil
Merkebi kitâbat bile değil!
Sefil süflî bir yaratıksın işte
Balgam, kusmuk, sümük…

Hile desise yalan dolan hayâtın
Bayat numaraların
Sahte keşîşi
Sahte kahraman
Sahte okey
Sahte miralay
Bütün sözcükleri tahrif ettin
Yalancı duygularınla

Ağaçkakan bile değilsin ormanda
Gak gak edersin karga
Kara kargasın
Alakarga bile değil
Öyle sahtekâr
Öyle inkârcısın ki
Öyle inançsız cümlelerle
Münafıkça
Bozdun pâre pâre ettin kavramları

Salyangoz gibisin
Solucan gibi
Akrep gibi
At sineği
Sivrisinek
Karasinek
Kene
Üvez
Leş kargası

Kötülük âbidesi
Hayatta bir kez bile saf olmadın ulan
Bir kez adam ol
Bir kez
Tertemiz insan
İstemedin bunu
Seni b.k böceği
Seni it b.ku
Seni karafatması rutûbetin

Lâin! Kalleş! Hâin!
Puşt!
Olsan olsan şu durumda dünyada
O.uruk âbidesi olursun
Yavşak seni!
Seni kokarca!
Seni o..ruk böceği
Tanrı, yeryüzünü
Senin gibilerden korusun
İnsanlığın erdemlerini…
Melânet!

Yaşamı anıt olmuş erdemlerden insanlara
Yaşantısı umut olmuş erdemlilere
Yaşamı emek ve çileyle yoğrulmuşlara
Lâf etmek senin ne haddine!

Sen, olsan olsan
Olursun “ehli kubur”
Seni kabir bile kabûl etmez!
Seni anan etmiş
Def’i kubûr!
Def’i hâcetten ibâretsin şu dünyada
İbretsin
Aman Allah!
Uzak durulası lâin
Görünce
Eûzü Besmele çekilesi hain!

Biz, bizler âdem oğluyuz
İnsan evlâdı insan
Sen
Kanalizasyon mahsûlü
Def-i hâcetten husûle gelme

Sakın ola ki
Meydanımıza gelme

Lâin
Hâin
Mel’un
Melânet
Hâin
Hıyanet

Olsan olsan
Olursun
İşâretül kıyamet

Eûzü Billâh!
Bismillâh!

28 Nisan 2024 Cumartesi, Yeryüzü
(Hicrî 18 Şevval 1445; Rumî 14 Nisan 1440)

Bu şiiri serdeyleyip âleme salvo eden
Şâiri Melâmi dahi Bektâşiyanı Alevî
Canik Diyarından
Azîz Yusuf nam
Bağrıyanık Ali

Not:

(Her hakkı mahfuzdur;
Her mahfuzu haktır;
Haktan ibaret olup
Kopyalayan her melânete müstehaktır?
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum