GENEL BAŞKAN GÜLDAL: "SAĞLIK ÇALIŞANLARINI YOK SAYMAK 'ZAVALLILIKTIR'"
Son günlerde Ordu Tabip Odası ve Hekimler Birliği Sendikası tarafından “Hekim-Sağlık Çalışanı Ayrımı” yapılan açıklamaları, sahadaki diğer sağlık çalışanlarını yok saymak olarak değerlendiren Sağlık ve Sosyal Hizmet Ordusu Sendikası Genel Başkanı Hüseyin Ümit Güldal; “Meslek mensuplarının hakkını ararken, sahadaki diğer meslek mensubu sağlık çalışanlarını yok saymak, aşağılamak en basit tabiriyle ‘zavallılıktır.’” diyerek tepki gösterdi.
22 Şubat 2022 - 15:04
Yaptığı açıklamada sağlıkta yönetim ve ücretlendirme sisteminin sıkıntılarına da değinen Sağlık ve Sosyal Hizmet Ordusu Sendikası Genel Başkanı Hüseyin Ümit Güldal, “Sağlıkta ücretlendirme sistemi yöneticilerin gelirlerini maksimize etmeye yönelik kurgulanmış bir sistem özelliğindedir.” sözleriyle durum analizinde bulundu.
“Sağlıkta Demokratik, Liyakat Esaslı Bir Yönetim Sisteminden Bahsedilemez”
Sağlık sisteminde yönetim kadrolarında liyakatin olmadığını ve kamu yararının gözetilmediğini ifade eden Sağlık ve Sosyal Hizmet Ordusu Sendikası Genel Başkanı Hüseyin Ümit Güldal, “Sağlıkta demokratik, liyakat esaslı bir yönetim sistemi olduğundan bahsedilemez. Sağlık Yöneticilerinin belirlenmesinde yönetim ile ilgili bir mezuniyet şartı getirilmemiş, herhangi bir lisans eğitimi almış olan herkesin yönetici olabilmesinin önü açılmıştır. Bununla da kalınmamıştır; yönetici olmak için başarılması gereken herhangi bir sınav vb. durum da söz konusu değildir. Zaten Yönetici belirleme öncesinde herhangi bir duyuru yapılmaz, el altından atamalar ve görevden almalar yapılır. Tabiri caizse yönetici olmak için sağlam bir dayınızın olması yeterlidir ve dayınızın konumu ve gücü nispetinde; yerinizde kalma ve yükselme şansınız vardır. Başarınız ya da başarısızlığınız umursanmaz. Liyakatinizin önemi yoktur. Dolayısıyla kamu yararı öncelenmez, ne de olsa idarenin ve otoritenin takdir yetkisi vardır!” ifadelerini kullandı.
“Yazan Da, Oynayan Da Kendileri Nasıl Olsa“
Sağlık emekçilerinin gelirlerini döner sermaye uğruna hiçe sayıldığını ifade eden Sendika Genel Başkanı Hüseyin Ümit Güldal, “Sağlıkta ücretlendirme sistemi de yukarıda anlattığımız yöneticilerin gelirlerini maksimize etmeye yönelik kurgulanmış bir sistem özelliğindedir. Sahada çalışan emekçilerin hesaplarına ancak parçalanmış olarak aylıkları yatar… Yöneticiler ise; sözleşme ile zaten yüksek belirlenen aylıklarının üzerine birde tavan tutarlarda döner sermaye ek ödemesi almaktadırlar… Sahada çalışanların sözde performansları ölçülür; acilde, yoğun bakımda, ameliyathanede ve onlarca riskli birimde canhıraş çalışan emekçilere döner sermaye performans ek ödemesi yapılmazken, yöneticilere tavan tutarlar üzerinden performans ek ödemesi yapılmaktadır. Yöneticilerin sağlık hizmetleri sınıfı kadrolarına uygun olarak sahada çalışıp, hastaya temas etmelerine gerek yoktur… Nede olsa masa başında oturarak tavan tutarda ek ödeme alabilecekleri bir ücretlendirme sistemini kurgulamışlardır. Yazan da, oynayan da kendileridir nasıl olsa… Dayıları sağ olsun!” diyerek ücretlendirme sisteminin, yönetici gelirlerini yukarı çekmek için olduğunu belirtti.
“Sağlık Çalışanlarını Yok Saymak ‘Zavallılıktır’”
Hekimlerin hakkı aranırken diğer meslek grubundaki sağlık çalışanlarının yok sayılmasını ‘zavallılık’ olarak değerlendiren Sağlık ve Sosyal Hizmet Ordusu Sendikası Genel Başkanı Hüseyin Ümit Güldal, “Sağlıkta bunlar yaşanırken; kaliteden, verimlilikten ve iş barışından söz etmek ne mümkün? Geldiğimiz noktada Hemşireler örgütlenerek; “Hemşire” mesleğini merkezine alan fakat tüm sağlık profesyonellerini kapsayan ‘Hemşireler ve Tüm Sağlık Profesyonelleri’ sendikasını (HEP-SEN’i) kurdular. Hekimler de ayrı örgütlenip 3. Hekim sendikası olan ‘Hekimler Birliği’ sendikasını kurdular. Her ikisi de camiaya hayırlı olsun. Elbette hak aramak adına sendikalaşmak son derece önem arz etmektedir. Her ne kadar belirli bir mesleği merkezine alarak ya da doğrudan bu mesleğe yönelik hizmet etme amaçlanarak yapılan örgütlenme de olsa; meslek mensuplarının hakkını ararken, sahadaki diğer meslek mensubu sağlık çalışanlarını yok saymak, aşağılamak en basit tabiriyle ‘zavallılıktır.’ Sağlık bir ekip işidir ve ancak ekip ve ekipman varsa sağlık hizmeti mümkün hale gelir.” diye konuştu.
“Özür Dilenmesini Bekliyoruz”
Son haftalarda Ordu Tabip Odası ve Hekimler Birliği Sendikası’nın açıklamalarını iş barışını bozan söylemler olarak değerlendiren Genel Başkan Güldal, “Son bir hafta içinde; Hekimler Birliği Sendikası ve Ordu Tabip Odası adına ayrı ayrı yapılan basın açıklamalarında; sahayı tahrik edici, ekip ruhunu zedeleyici, iş barışını bozucu söylemleri doğru bulmuyor, amacını aşan bu açıklamaların geri çekilerek, incitilen sağlık çalışanlarından özür dilenmesini bekliyoruz. Hep birlikte yukarıda özetlediğimiz çarpık sağlık yönetimi ve ücretlendirme sisteminin reform ihtiyacını talep etmek amacıyla, sağlık alanındaki tüm STK’lara çağrıda bulunarak, el ele vermeye davet ediyoruz.” ifadeleriyle özür çağrısında bulundu.
“Sağlıkta Demokratik, Liyakat Esaslı Bir Yönetim Sisteminden Bahsedilemez”
Sağlık sisteminde yönetim kadrolarında liyakatin olmadığını ve kamu yararının gözetilmediğini ifade eden Sağlık ve Sosyal Hizmet Ordusu Sendikası Genel Başkanı Hüseyin Ümit Güldal, “Sağlıkta demokratik, liyakat esaslı bir yönetim sistemi olduğundan bahsedilemez. Sağlık Yöneticilerinin belirlenmesinde yönetim ile ilgili bir mezuniyet şartı getirilmemiş, herhangi bir lisans eğitimi almış olan herkesin yönetici olabilmesinin önü açılmıştır. Bununla da kalınmamıştır; yönetici olmak için başarılması gereken herhangi bir sınav vb. durum da söz konusu değildir. Zaten Yönetici belirleme öncesinde herhangi bir duyuru yapılmaz, el altından atamalar ve görevden almalar yapılır. Tabiri caizse yönetici olmak için sağlam bir dayınızın olması yeterlidir ve dayınızın konumu ve gücü nispetinde; yerinizde kalma ve yükselme şansınız vardır. Başarınız ya da başarısızlığınız umursanmaz. Liyakatinizin önemi yoktur. Dolayısıyla kamu yararı öncelenmez, ne de olsa idarenin ve otoritenin takdir yetkisi vardır!” ifadelerini kullandı.
“Yazan Da, Oynayan Da Kendileri Nasıl Olsa“
Sağlık emekçilerinin gelirlerini döner sermaye uğruna hiçe sayıldığını ifade eden Sendika Genel Başkanı Hüseyin Ümit Güldal, “Sağlıkta ücretlendirme sistemi de yukarıda anlattığımız yöneticilerin gelirlerini maksimize etmeye yönelik kurgulanmış bir sistem özelliğindedir. Sahada çalışan emekçilerin hesaplarına ancak parçalanmış olarak aylıkları yatar… Yöneticiler ise; sözleşme ile zaten yüksek belirlenen aylıklarının üzerine birde tavan tutarlarda döner sermaye ek ödemesi almaktadırlar… Sahada çalışanların sözde performansları ölçülür; acilde, yoğun bakımda, ameliyathanede ve onlarca riskli birimde canhıraş çalışan emekçilere döner sermaye performans ek ödemesi yapılmazken, yöneticilere tavan tutarlar üzerinden performans ek ödemesi yapılmaktadır. Yöneticilerin sağlık hizmetleri sınıfı kadrolarına uygun olarak sahada çalışıp, hastaya temas etmelerine gerek yoktur… Nede olsa masa başında oturarak tavan tutarda ek ödeme alabilecekleri bir ücretlendirme sistemini kurgulamışlardır. Yazan da, oynayan da kendileridir nasıl olsa… Dayıları sağ olsun!” diyerek ücretlendirme sisteminin, yönetici gelirlerini yukarı çekmek için olduğunu belirtti.
“Sağlık Çalışanlarını Yok Saymak ‘Zavallılıktır’”
Hekimlerin hakkı aranırken diğer meslek grubundaki sağlık çalışanlarının yok sayılmasını ‘zavallılık’ olarak değerlendiren Sağlık ve Sosyal Hizmet Ordusu Sendikası Genel Başkanı Hüseyin Ümit Güldal, “Sağlıkta bunlar yaşanırken; kaliteden, verimlilikten ve iş barışından söz etmek ne mümkün? Geldiğimiz noktada Hemşireler örgütlenerek; “Hemşire” mesleğini merkezine alan fakat tüm sağlık profesyonellerini kapsayan ‘Hemşireler ve Tüm Sağlık Profesyonelleri’ sendikasını (HEP-SEN’i) kurdular. Hekimler de ayrı örgütlenip 3. Hekim sendikası olan ‘Hekimler Birliği’ sendikasını kurdular. Her ikisi de camiaya hayırlı olsun. Elbette hak aramak adına sendikalaşmak son derece önem arz etmektedir. Her ne kadar belirli bir mesleği merkezine alarak ya da doğrudan bu mesleğe yönelik hizmet etme amaçlanarak yapılan örgütlenme de olsa; meslek mensuplarının hakkını ararken, sahadaki diğer meslek mensubu sağlık çalışanlarını yok saymak, aşağılamak en basit tabiriyle ‘zavallılıktır.’ Sağlık bir ekip işidir ve ancak ekip ve ekipman varsa sağlık hizmeti mümkün hale gelir.” diye konuştu.
“Özür Dilenmesini Bekliyoruz”
Son haftalarda Ordu Tabip Odası ve Hekimler Birliği Sendikası’nın açıklamalarını iş barışını bozan söylemler olarak değerlendiren Genel Başkan Güldal, “Son bir hafta içinde; Hekimler Birliği Sendikası ve Ordu Tabip Odası adına ayrı ayrı yapılan basın açıklamalarında; sahayı tahrik edici, ekip ruhunu zedeleyici, iş barışını bozucu söylemleri doğru bulmuyor, amacını aşan bu açıklamaların geri çekilerek, incitilen sağlık çalışanlarından özür dilenmesini bekliyoruz. Hep birlikte yukarıda özetlediğimiz çarpık sağlık yönetimi ve ücretlendirme sisteminin reform ihtiyacını talep etmek amacıyla, sağlık alanındaki tüm STK’lara çağrıda bulunarak, el ele vermeye davet ediyoruz.” ifadeleriyle özür çağrısında bulundu.
Genel Başkan Hüseyin Ümit Güldal
FACEBOOK YORUMLAR