SES: "HAKLARIMIZ İÇİN ALANLARDAYIZ"

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) 6 Aralık Pazartesi günü iş bırakma eylem kararını ülke genelinde uyguladı.

SES: "HAKLARIMIZ İÇİN ALANLARDAYIZ"
06 Aralık 2021 - 19:36
İş bırakma eylemi ile ilgili açıklamada bulunan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Ünye Devlet Hastanesi Temsilcisi İsmail Sarıaydın, “Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak yılladır “sağlıkta dönüşüm” adı ile ifade edilen, halk ve emekçiler lehine olmayan uygulamalara karşı alanlardayız. Bu güne kadar uygulanan bu
politikalara karşı dediğimiz her konuda maalesef haklı çıktık. Hizmeti üretenlerin ve halkın
temsilcilerinin içinde yer olmadığı bir programın başarı şansı olmadığını söyledik. Kapitalist
üretim-tüketim ilişkilerine indirgenen sağlık ve sosyal hizmetlerde başarı olmaz dedik.
COVID-19 pandemisi ile kapitalist sağlık sistemlerinin tümünün çöktüğünü, nasıl aciz kaldığını
tüm dünyada gördük. Devrim gibi anlatılan bu projelerin Türkiye’de de nasıl çöktüğüne hep birlikte
şahit olduk.” dedi.

Niçin alanlarda olduklarını daha iyi anlatmak için sadece sağlık iş kolundaki duruma bakmanın yeterli olacağını söyleyerek açıklamasına devam eden SES ÜDH Temsilcisi İsmail Sarıaydın,
“10 dakikada 2 hasta muayenesi,
-Aile hekimliğinde yaşanan sorunlar, keyfi ve kuralsız cezalandırma, güvencesiz ve ucuz
çalıştırma,
-3.Basamak hastanelerine sevksiz gidebilme, eğitim ve araştırma yerine muayenenin
öncellenmesi ve personel eksikliğinden kaynaklı asistan hekimlerin eğitim yerine muayene ve
Kırtasiyecilik yapma gibi nedenlerle yaşadığı angarya ve uzun çalışma,
Yeterli kadro açılmaması nedeniyle; hemşire başta olmak üzere yüzbinlerce personel açığından
kaynaklanan artan iş yükü ve angarya çalışma ve çok sayıda yeni mezun sağlıkçının işsiz olması,
-Pandemi ile mücadelede yaşamını yitiren yüzlerce ve enfekte olan yüzbinlerce sağlık emekçisi
olmasına rağmen COVID-19’un meslek hastalığı sayılmaması,
-Yıllardır oyalanarak seçim yatırımına dönüştürülen 3600-7200 ek gösterge sorunu,
-Açlık sınırının az üstünde yoksulluk sınırının çok çok altındaki temel ücretler, emekliliğe
yansımayan ve adil olmayan döner sermaye uygulamaları,
-Angarya çalışma, mesleklerin değersizleştirilmesi nedeniyle istifa edip yurtdışına göçmek
zorunda kalan sağlık emekçileri,
-Sağlık hizmetlerinin planlanmasından sunumuna kadar geçen süreçlerin hiçbirinde işkolu
emekçileri ve sağlık emek meslek örgütleri aracılığıyla dahil olamamaktadır. İktidarda hangi parti
olursa kendine yakın kişileri liyakat esasları gözetmeden idareci olarak atamaktadır. İdareci
seçimlerinde işkolu emekçilerinin tercih hakkı yoktur. Bu nedenle de çalışma rejimi açısından da
demokratik olmayan koşullar mevcuttur. İşkolumuzdaki çeşitli kurullarda (döner sermaye, iş
sağlığı güvenliği, satın alma komisyonları, muayene komisyonları vb) idare tarafından atananlar
ağırlıktadır. Örgütlü yapıların temsilcileri bulunmamaktadır.
-KHK rejimi, güvenlik soruşturmaları nedeniyle işten atmalar, göreve başlatmamalardan kaynaklı
örgütlenme önündeki kaygılar,
-Yöneticilerin dili, kışkırtılan sağlık talebi ve bilime de aykırı olan sağlık sisteminin sonuçları
arasında yer alan şiddet,
-İhtiyaca rağmen kamuda ve hastanelerde eczacı istihdamının yetersizliği, kamu emekçisi
-Eczacıların özlük sorunları gibi birçok sorun yaşamaktayız. Tüm bunların yanında sağlık hizmeti sunan ekip olmanın yanında sağlık hizmeti alan da bir ekibiz. Doğallığında yaşadığımız toplumun yaşadığı sağlık hakkı sorunlarını da bizler yaşıyoruz. Üstelik bu sorunları yaşayanlar olarak ta çoğu zaman hedefe konan bizler oluyoruz. Bu nedenle sağlık emekçilerinin ekonomik, özlük ve demokratik haklarına yönelik mücadele yanında sağlık hakkı mücadelesini de yürütmek zorunda kalıyoruz.” maddeleriyle sıraladı.

SAĞLIĞA ERİŞİM ZORLAŞIYOR:

Sarıaydın, sağlığa erişimin zorlaştığını da belirterek, “Ekonomik krizle birlikte iyice yoksullaşan halkın verdiği vergiler sağlık hizmeti almasına yetmiyor.
-14 kalem de halkın cebinden çıkan katkı-katılım payları ve ilave ücretler,
-SGK Ödemesi kapsamından çıkarılan ilaçlar ve yılbaşından sonra zam gelecek diye piyasaya
sunulmayan yüzlerce kalem ilaç nedeniyle yaşanan ilaç krizi, ilaçta reklamın ve reçetesiz ilacın
önünü açacak uygulamalar, Eczacıları SGK’nın tahsilatçısı konumuna düşüren muayene
ücretleri, İlaç politikaları nedeniyle eczanelerin yaşadığı ekonomik zorluklar, Halk sağlığı için
yaratacağı risklere aldırış etmeden ilaçların marketlerden satılması ve zincir eczanelerin yaşama
geçirilmesi girişimleri
-Pandemi koşullarının tıkattığı sağlık sistemi nedeniyle kronik hastalıkları olanların dahi sıra
alamaması,
-Koruyucu sağlık hizmetleri yerine tedavi edici sağlık hizmetlerine ve özel sektöre bütçeden ayrılan
payların büyüklüğü,
-İnsanların yaşam alanlarına yakın hastanelerin kapatılması, erişim olanaklarının zor olduğu şehir
hastaneleri bünyesinde sermayeye kaynak aktarılan uygulamalar başta olmak üzere birçok sorun
sayabiliriz.
-Bunca sorunun yaşandığı işkolumuzda bizler yaşadığımız tüm zorlukların yanında sürekli
alanlarda olmak ve mücadele etmek zorunda bırakılıyoruz. Bunlar yetmezmiş gibi işyerlerimizde
ekip olarak çalışan emekçileri ekonomik özlük haklarla da bölmeye yönelik uygulamalara sıklıkla
şahit oluyoruz. TİS döneminde ek ödemelerin belli sayıda meslek grubuna verilip diğerlerine
verilmemesi, en son 1 Aralık’ta torba yasada yaşatılan benzer durum çalışanlar arasında
tartışmalara neden olmuştur. Torbada yasada hekimlerin sabit ek ödemeleri ile emekli ek
ödemelerine yönelik azda olsa yapılan artışı olumlu bulduk. Bu düzenlemenin tüm sağlık ve
sosyal hizmet emekçileri içinde yapılması için yasa teklifleri hazırladık. Mücadele yürüttük. Ancak
hükümet yetkilileri, muhalefetin bizler için verdiği teklifi kabul etmedikleri gibi emekli hekim ve diş
hekimleri için yaptıkları düzenlemeyi de geri çektiklerini ifade edip görüşmeleri ileri bir tarihe
ertelediler.
Bu durum kabul edilemezdir! İş bilmezliktir! Sağlık ortamının iş barışını, huzurunu kökten
dinamitlemektir!
Hepimizin çalışma koşulları ağır ve hepimizin maaşı çok düşük ve her geçen gün mum gibi
erimektedir. Hangi meslek mensubunun ekonomik ve özlük haklarına yönelik bir kazanım elde
etsek ya da düzenleme sağlansa hepimiz mutlu oluruz. Dayanışma ve ortak mücadele ile ekibin
bir parçası olan her çalışanın ve meslek mensubunun haklarının iyileştirilmesi için birlikte
mücadele etmekte geri adım atmamalıyız. Ülkeyi yönetenler angarya koşullarında, sefalet
ücretleri ile bizleri çalıştırırken ayrım yapmamaktalar. Ne zaman haklarımızı elde etmek için
ortaklaştığımızda, güçlü ses çıkardığımızda bizleri ayırmak için ekibin bir kısmına yönelik kısmi
yasal düzenlemeler yapmakta, mobbing uygulamakta, ötekileştirme dahil her türlü yöntemle bizi
baskı altına almaya çalışmaktalar.
Sağlık Ekip İşidir. Ekibin Her Bir Üyesi, İnsanca Yaşayacak Bir Ücret ve Güvenli Çalışma
Koşullarında Ekip Olarak, İş Barışı Bozulmadan Çalışmak İstemektedir. Bizleri ayrıştırmaya
çalışan bu politikalara karşı birlikte mücadele ederek birlikte kazanacağız.
Her geçen gün fakirleşiyoruz, bu gerçeği biz yaşarken bizi yalan sözlerle kandırmaya çalışmayı
bırakın. TÜİK verileriyle, iktidar demeçleriyle geçiştirilemeyecek bu duruma karşı ücretlerimizde
iyileştirme yapılmıyor. Sahte enflasyon oranlarının bile altında ücret artışlarının altına sarı sendika
imza atıp sonra çıkıp tarihi kazanım diyebiliyor. İktidar bir taraftan, Sağlık Bakanlığı öte taraftan,
yetkili sendika diğer taraftan sağlık emekçilerinin aklıyla dalga geçiyor!
Bıçak kemikte! Biz sağlık emekçileri COVID ile mücadele ederken, hastalanırken, hayatımızı
kaybederken “emekleriniz ödenmez” edebiyatı yapanlara cevabımız netti. Hakkımız ödenir,
ödeyin!
2022 yılı TİS masasına 100 den fazla talebi Konfederasyonumuz KESK üzerinden yollamıştık.
Ancak birçok talebimiz ne hükümet tarafından ne de yetkili sendika tarafından tartışmaya dahi
açılmamıştı. Evet sorunlarımız çok, derdimiz büyük. Mücadele edecek çok başlığımız, kazanacak
çok hakkımız var.
Kısa vadede acil taleplerimiz var. Bunlar;
- Tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri için döner sermaye performans uygulamalarının
kaldırılarak yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret verilmesi,
- 3600’den başlayarak kademeli olarak 7200 ek gösterge verilmesi,
- Covid-19’un iş kazası ve meslek hastalığı sayılması ve
- Yıpranma payı
Bu gün bunlar için iş bıraktık ve alanlardayız. Bu bir uyarı grevidir. Taleplerimiz hayata geçinceye
kadar mücadeleye devam edeceğiz.
Tekrar haykırıyoruz; kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz” diye konuştu.

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum