SEÇİM TAKTİKLERİ

Coşkun Özbucak cozbucak52@hotmail.com

Seçim süreci fiili olarak başladı. Bu nedenle de her kesim birbirinin açığını arıyor ve kendilerince “açık” olarak gördükleri yerden rakibini teşhir ederek halkı etkilemeye çalışıyor. Taktik böyle olur ancak “açık” olarak görülenin nasıl değerlendirileceği önemli. Bakarsın kullandığın dil seni yıpratır.

Bugün yapılanlar da böyle. Rakibini yıpratmak isteyenler aslında kendi ayağına kurşun sıkıyorlar. İktidar, gündemi kendi lehine çevirmek, muhalefeti bölmek için taktikler geliştiriyor. Bu da siyaset alanında normal. Önemli olan muhalefetin bu girişim karşısında alacağı tutumdur.

En son AKP’nin anayasa değişikliği için parti gruplarını gezmesi içinde HDP ile görüşmeyi öne çıkararak bunun AKP-HDP ittifakı olarak dilendirilmesi tartışma yarattı. Birincisi, AKP tüm parti gruplarını ziyaret etti. Bu partiler ziyareti neden kabul ettiler? Ayrıca Meclis’te gruplar sürekli birbiriyle görüşüyor, bu normal değil mi? Bu görüşme nedeniyle muhalefetin bölünmesine neden olacak açıklamalar yapmanın anlamı nedir? Mademki görüşme yanlış, o zaman her parti kendi görüşmesini sorgulasın önce.

Asgari ücret belirlenmesi, bütçe, önüne gelen hakkında soruşturma açılması, gözaltılar; ekonomik kriz, yoksullaşma; dış politika… sorunları yaşanırken ana gündemin çarpıtılmasına fırsat vermek yanlış değil mi?

Ah şu dil yok mu yılanı da deliğinden çıkarıyor, yaşamı cehennem de yapıyor. Dili nasıl kullanacağımız önemli. Çatallı dillilik, dilin sahibini de zehirliyor.

Seçim süreci fiili olarak başladı ancak bakmışsın erken seçim de olur. O zaman işler değişir. Erken ve zamanında yapılacak seçimin uygulanması farklı olacak. O nedenle aday açıklaması da erken. Ayrıca seçim programı olmadan adayın açıklanması neyi belirler ki. Adaylar program üzerinde çalışacağına göre seçim programı oluşmadan aday açıklanmalı diretmesi oyununa neden geliniyor? Kim aday olacakmış?

Seçim iki ayaklı. Sanki milletvekili seçimi olmayacakmış gibi her tartışma cumhurbaşkanlığı üzerinden yapılıyor. Cumhur ittifakı iktidar, adayı da belli. Millet İttifakı hala programını belirlemedi, adayını da birlikte belirleyecek. Emek Özgürlük İttifakı da seçim üzerine ne yapacaklarını tartışmadı, seçim öncesi, seçim ve sonrası için tartışıyor. Cumhurbaşkanı aday çıkaracak mı, çıkarmayacak mı seçim süreci netleşince karar verecek. Ancak iktidar, muhalefeti aceleye getirmek istiyor ve kimi liderler ve partiler de bu oyuna gelebiliyor. Oysa gündemi muhalefet belirlemeli ki, seçim için de avantajlı olsun.

Millet İttifakı ve Emek Özgürlük İttifakı birbirini eleştirebilir ancak bu eleştiri Cumhur İttifakına yönelik eleştiriler gibi olmamalı. İlişkilere dikkat edilmeli. Dediğim gibi Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve Milletvekilliği Seçimi taktikleri farklıdır. Belki Cumhurbaşkanlığı Seçiminde tek adayda birleşilecek. O nedenle muhalefet kesimi bunu düşünerek diline dikkat etmeli. Hedef tek adam rejimini engellemek değil mi?