KONTROLSÜZ MANTIK 

Mehmet Kıyak mehmetkyak@outlook.com

İnsanlara ve yaşananlara bakınca zeka seviyesinin sarsıcı, çarpıcı örnekleriyle iç içeyiz. Kurulan bir cümlenin içinde seçilen bir kelimeye kapsamlı anlamlar yüklenir bizim ülkemizde. Yanlışlardan kaçınmak yerine aksine yanlışların üzerine topyekun gidiş belirleyici rol oynamaktadır. Sanki toplumsal savaşın somut göstergelerini zaman geçtikçe cehennemin dibine gidişin görmezden gelişiyle bütünleşmeyi sağlıyoruz. Sürecin başındakilerin dışında hiçbir sürecin bütünleşmeyi sağlaması zor görünüyor.
      
Deneme makalemin tadı kaçmaması için bizden hikayeleri çıkardım, gelecek haftaya.
Bayram ziyaretine gelen bir dostumdan, onlardan; Avrupa turu, Çekya; bizim Yozgatımız gibi hırı gürü olmayan Slow Country.
 
Prak’a iner inmez taksi kiralar, o sokak bu sokak sonunda otopark ihtiyacı duyar. Web sitesinden size en yakın otoparkın konumu ve yapılması istenenler cep telefonunuza atılır.

Nevigasyonla otoparkın önüne geldiğinizde ‘out’ yazan telefon numarasını arayınca birinci kapı açılıyor, ‘in’ yazan telefon numarasını arayınca da ikinci kapı ve sizin için belirlenen numaralı yere aracınızı park ediyorsunuz. Çıkarken telefon çalıyor kapı hemen kapanıyor. 24 saat, süre geçtikten sonra sistemden siliniyorsunuz. Giriş kolunu telefon sistemine bağlamışlar, çalışan yok, insan yok.

Bizi hiç aklınıza getirmeyin park etmeyi bilmiyoruz çünkü. Yarım metre yan tarafa yanaşıp bir aracın daha park etmesi yerine inadına ortaya parkın, bencilliğin örnekleri dolu.

Floransa’ya geçiyor, kiraladığı evin önünde mavi, beyaz, sarı çizgileri görünce bir terslik olduğunu fark ediyor. Uyum sağlamak için hemen öğrenir. Mavi çizgiler dışarıdan gelenler, sarı çizgiler o şehirde yaşayanlar, beyaz çizgilere ise o sokakta yaşayan ev sahipleri park edebiliyor.

Kapsam dışındakiler ezbere park edemiyor ödül ve ceza bu. Biz mi? Yormayın, Büyükşehir, Küçükşehir, minik şehir. Hikaye çok, yer yok. Trafik sorunu tartışılırken kasis sorunu çıktı başımıza. Otorite insanları, insanlar otoriteyi suçluyor.

Sanki ülkemiz sınırları içi ulusal tür parkı. Kontrolsüz kavşakta geçiş üstünlüğünü kontrolsüz yavşakta laf ebesi cehaletin klavye başında su dövmenin pençesinde kıvranırken, kimsenin aklına incelik, dilin duruluğu, kelimelerin dizlişindeki ustalık, tahlildeki sadelik gelmiyor.

Ülke dışında, çağdaş uyum sağlayabilen, sınırlarımızdan içeriye girdikten sonra  her şeyi yadsıyan insanımız neden kontrolsüz mantık çarpışmasıyla yaşar?