AV. DİLARA AHSEN BAŞAR: "SÜRELİ NAFAKA DAHA ADİL OLACAKTIR"
Av. Dilara Ahsen Başar, "KONUŞUYORUM" Programında hukuki gündemi değerlendirdi.
02 Nisan 2022 - 11:46 - Güncelleme: 03 Nisan 2022 - 10:54
Ordu Barosu’na bağlı olarak Ünye’de serbest avukatlık yapan Av. Dilara Ahsen Başar, Gazeteci Ulvi Gündoğdu’nun Nesnel TV ekranlarında hazırlayıp sunduğu “KONUŞUYORUM” programına katılarak ülke gündeminde olan hukuki gelişmeler hakkında açıklamalarda bulundu.
“Çalışan ve Üreten Kadınların Olduğu Bir Kooperatif”
Ordu Kadın Emeği Kadın Girişimi ve İşletme Kooperatifi hakkında bilgi veren Av. Dilara Ahsen Başar, “Ordu Kadın Emeği Kadın girişimi ve İşletme Kooperatifi 2021 yılında Ordu’da kurulan bir kooperatif. Ordunun ilçelerinde üreten, çalışan ve kendi ürettiği yöresel ürünleri piyasaya sürmede destekleyici olan bir kooperatiftir. Ordu Valimizin de desteklediği bir kooperatif. Kadınlarımızın üretti el emeği ürünler, yöresel ürünler ve kooperatifin kendi bünyesinde ürettiği fındık sabunu var. Tamamen doğal ve fındıktan yapılıyor ve Türkiye’nin birçok yerine dağıtım yapıldı. Ben de bu kooperatife hukuki danışmanlık veriyorum.” dedi.
“Barolar, Tüm Yargı Sürecine Katılabilecekler”
Samsun’da Onur Anıtı’na yapılan saldırı sonrası hukuki gelişmeleri aktaran Av. Başar, “Bir şeyi sevmek zorunda değiliz fakat saygı duymak zorundayız. Biz Mustafa Kemal Atatürk’e saygı duymak ve sevmek zorundayız. Bu konunun ben ve birçoğumuzun ince çizgisi olduğunu düşünüyorum. Bu olayı kınıyoruz. Müdahillik kararı kabul edildi ve yerinde bir karardı. Barolar, mahkemelere katılacaklar, süreci takip edecek, süreçte taraf olabilecekler diyebiliriz. Şüphelilerin tutukluluğu devam ediyor hala ve ilerleyen aşamalarda cezalarının ne olacağını duruşmalar devam ettikçe göreceğiz.” ifadelere yer verdi.
“Bizi Müvekkil Olarak Görüyorlar”
Avukatlık mesleğinde karşılaştıkları sorunlara kısaca değinen Av. Başar, “Ülkemizde kadın olmak zor bir durum. Özellikle bizi temsil ettiğimiz müvekkillerin yerine koyuyorlar, bizi taraf kabul ediyorlar. İfadeleri ve beyanları hep bize karşı ve bizi kötüleyen yönde. Aslında biz tarafsız olan tarafız ve hak savunuyoruz. Hukukta üç tane saç ayağı varsa biride biziz.” dedi.
“Her Seçim Öncesi Af Konusu Gündeme Geliyor”
Av. Dilara Ahsen Başar, gündeme gelen af konusu ile ilgili de; “Her seçim öncesi Af konusu gündeme geliyor. Cezaevlerine gittiğimizde bize ilk sordukları şey ‘Af gelir mi? Afla ilgili bir çalışma var mı?’ yönünde oluyor. Bizde tutuklu müvekkillerimize konunun gündemde olduğundan bahsediyoruz. Ağırlaştırılmış Müebbet’ ide kapsayacak şekilde 5 yıllık bir indirim olacağı konuşuluyor. Kapalıda yarısını yatmış mahkûmların şartlı tahliye ile dışarıya çıkabileceğinden bahsediliyor. Ama önümüzdeki günlerde sürecin nasıl şekilleneceğini göreceğiz. Tabi tahliye olunursa bunun toplumdaki etkisini de göreceğiz.” ifadelerini kullandı.
“Ordu Barosu, Çok Aktif Bir Baro”
Ordu Barosu’nun komisyon çalışmalarına da değinen Av. Dilara Ahsen Başar, “Çocuk Hakları Komisyon’unda görev almıştım. Ordu Barosu birçok alanda komisyonlarla aktif olan bir barodur. Baro Başkanımız Sayın Sibel Torun’un destekleriyle. Çocuğa istismar, şiddet gibi olaylarda bu komisyon özellikle ilgileniyor. Çocuğun UÇİM’e sevk edilmesi konusunda yardımcı oluyor.” dedi.
“Süreli Nafaka Daha Adil Olacaktır”
Şuan hukuk sisteminde boşanma durumlarında süresiz nafakanın geçerli olduğunu fakat bunun değişmesi için tasarının da hazır olduğunu belirten Av. Dilara Ahsen Başar, “Şuan ki kadınlara verilen nafakada hukuk düzenimiz ‘Süresiz Nafaka’ olarak düzenlenmiştir. Kadınlara bağlanan nafaka ise çok nadir karşılaştığımız bir durum. Boşanmada nafaka bağlanmasında kıstas alınan şey kusur, evlilik süresi değil. Ancak süreli nafaka ile nafakalarda evlilik süresi kısas haline gelecek. 2 yılın altındaki evliliklerde 5 yıl, 5 yılın altındaki evliliklerde 7-8 yıl, 5 ve 10 yıl arasındaki evliliklerde 12 yıl, 15 yıl ve üzerindeki evlilik sürelerine göre bir nafaka bağlanacak. Bazen boşanmalarda iki tarafında eşit kusuru olabiliyor. Nafaka yükümlüsü olan taraf bir ömür boyu karşısındaki kişiye aslında evliliğin cezasını ödüyor. Bu nafaka yükümlüsünün aleyhine bir durumdur. Nafaka bağlanması tarafların ilişkilerinin bir ömür boyu sürmesi sonucuna ulaştırıyor. Nafaka yükümlüsü taraf, nafaka yükümlülüğünü yerine getirmemek için kayıt dışı çalışmaya zorlanıyor. Süreli nafaka toplum için daha yararlı olacaktır.” diye konuştu.
“Aile İçi Eğitimi Konuşmalıyız”
İstanbul sözleşmesiyle ilgili de açıklama yapan Av. Başar, “İstanbul sözleşmesinden çekilmekle birlikte medya ve toplumda büyük bir sansasyon meydana geldi. Bu çok tehlikeli bir durum. Kadın cinayetlerinde ve kadına şiddet uygulayan kişilerin iştahlarını kabartan bir durum. İstanbul sözleşmesinden çekilmekle beraber kadınların bir güvencesinin kalmadığını, kadına karşı şiddet ve cinayetlerin cezasının az hatta olmadığının düşüncesi toplum açısından çok tehlikeli. Yasalarımız kadına şiddet ve cinayetin karşısında durmaya devam ediyor. Ben İstanbul sözleşmesinden önce aile içi eğitimden söz etmek istiyorum. Aile içi eğitimle çocuklarımıza kadına sevgiyi, saygıyı öğretirsek aslında bizim ne İstanbul Sözleşmesini konuşmamıza gerek kalacak nede herhangi bir yasa ve sözleşmeyi konuşmamıza gerek kalacak. Her gün kadın cinayetleri haberleriyle uyanıyoruz. Bu canavar ruhlu kişilerde ‘ben takım elbisemi giyerim iyi hal indirimi alırım, üç beş yıl sonrada şartlı tahliyeyle çıkarım’ gibi bir zihniyet oluştu. Buradan bizim cezalarımız yeterli olmadığı sonucu çıkıyor. Ben cezalarımızın daha keskin ve caydırıcı olması gerektiğini düşünüyorum.” ifadelerine yer verdi.
“Çalışan ve Üreten Kadınların Olduğu Bir Kooperatif”
Ordu Kadın Emeği Kadın Girişimi ve İşletme Kooperatifi hakkında bilgi veren Av. Dilara Ahsen Başar, “Ordu Kadın Emeği Kadın girişimi ve İşletme Kooperatifi 2021 yılında Ordu’da kurulan bir kooperatif. Ordunun ilçelerinde üreten, çalışan ve kendi ürettiği yöresel ürünleri piyasaya sürmede destekleyici olan bir kooperatiftir. Ordu Valimizin de desteklediği bir kooperatif. Kadınlarımızın üretti el emeği ürünler, yöresel ürünler ve kooperatifin kendi bünyesinde ürettiği fındık sabunu var. Tamamen doğal ve fındıktan yapılıyor ve Türkiye’nin birçok yerine dağıtım yapıldı. Ben de bu kooperatife hukuki danışmanlık veriyorum.” dedi.
“Barolar, Tüm Yargı Sürecine Katılabilecekler”
Samsun’da Onur Anıtı’na yapılan saldırı sonrası hukuki gelişmeleri aktaran Av. Başar, “Bir şeyi sevmek zorunda değiliz fakat saygı duymak zorundayız. Biz Mustafa Kemal Atatürk’e saygı duymak ve sevmek zorundayız. Bu konunun ben ve birçoğumuzun ince çizgisi olduğunu düşünüyorum. Bu olayı kınıyoruz. Müdahillik kararı kabul edildi ve yerinde bir karardı. Barolar, mahkemelere katılacaklar, süreci takip edecek, süreçte taraf olabilecekler diyebiliriz. Şüphelilerin tutukluluğu devam ediyor hala ve ilerleyen aşamalarda cezalarının ne olacağını duruşmalar devam ettikçe göreceğiz.” ifadelere yer verdi.
“Bizi Müvekkil Olarak Görüyorlar”
Avukatlık mesleğinde karşılaştıkları sorunlara kısaca değinen Av. Başar, “Ülkemizde kadın olmak zor bir durum. Özellikle bizi temsil ettiğimiz müvekkillerin yerine koyuyorlar, bizi taraf kabul ediyorlar. İfadeleri ve beyanları hep bize karşı ve bizi kötüleyen yönde. Aslında biz tarafsız olan tarafız ve hak savunuyoruz. Hukukta üç tane saç ayağı varsa biride biziz.” dedi.
“Her Seçim Öncesi Af Konusu Gündeme Geliyor”
Av. Dilara Ahsen Başar, gündeme gelen af konusu ile ilgili de; “Her seçim öncesi Af konusu gündeme geliyor. Cezaevlerine gittiğimizde bize ilk sordukları şey ‘Af gelir mi? Afla ilgili bir çalışma var mı?’ yönünde oluyor. Bizde tutuklu müvekkillerimize konunun gündemde olduğundan bahsediyoruz. Ağırlaştırılmış Müebbet’ ide kapsayacak şekilde 5 yıllık bir indirim olacağı konuşuluyor. Kapalıda yarısını yatmış mahkûmların şartlı tahliye ile dışarıya çıkabileceğinden bahsediliyor. Ama önümüzdeki günlerde sürecin nasıl şekilleneceğini göreceğiz. Tabi tahliye olunursa bunun toplumdaki etkisini de göreceğiz.” ifadelerini kullandı.
“Ordu Barosu, Çok Aktif Bir Baro”
Ordu Barosu’nun komisyon çalışmalarına da değinen Av. Dilara Ahsen Başar, “Çocuk Hakları Komisyon’unda görev almıştım. Ordu Barosu birçok alanda komisyonlarla aktif olan bir barodur. Baro Başkanımız Sayın Sibel Torun’un destekleriyle. Çocuğa istismar, şiddet gibi olaylarda bu komisyon özellikle ilgileniyor. Çocuğun UÇİM’e sevk edilmesi konusunda yardımcı oluyor.” dedi.
“Süreli Nafaka Daha Adil Olacaktır”
Şuan hukuk sisteminde boşanma durumlarında süresiz nafakanın geçerli olduğunu fakat bunun değişmesi için tasarının da hazır olduğunu belirten Av. Dilara Ahsen Başar, “Şuan ki kadınlara verilen nafakada hukuk düzenimiz ‘Süresiz Nafaka’ olarak düzenlenmiştir. Kadınlara bağlanan nafaka ise çok nadir karşılaştığımız bir durum. Boşanmada nafaka bağlanmasında kıstas alınan şey kusur, evlilik süresi değil. Ancak süreli nafaka ile nafakalarda evlilik süresi kısas haline gelecek. 2 yılın altındaki evliliklerde 5 yıl, 5 yılın altındaki evliliklerde 7-8 yıl, 5 ve 10 yıl arasındaki evliliklerde 12 yıl, 15 yıl ve üzerindeki evlilik sürelerine göre bir nafaka bağlanacak. Bazen boşanmalarda iki tarafında eşit kusuru olabiliyor. Nafaka yükümlüsü olan taraf bir ömür boyu karşısındaki kişiye aslında evliliğin cezasını ödüyor. Bu nafaka yükümlüsünün aleyhine bir durumdur. Nafaka bağlanması tarafların ilişkilerinin bir ömür boyu sürmesi sonucuna ulaştırıyor. Nafaka yükümlüsü taraf, nafaka yükümlülüğünü yerine getirmemek için kayıt dışı çalışmaya zorlanıyor. Süreli nafaka toplum için daha yararlı olacaktır.” diye konuştu.
“Aile İçi Eğitimi Konuşmalıyız”
İstanbul sözleşmesiyle ilgili de açıklama yapan Av. Başar, “İstanbul sözleşmesinden çekilmekle birlikte medya ve toplumda büyük bir sansasyon meydana geldi. Bu çok tehlikeli bir durum. Kadın cinayetlerinde ve kadına şiddet uygulayan kişilerin iştahlarını kabartan bir durum. İstanbul sözleşmesinden çekilmekle beraber kadınların bir güvencesinin kalmadığını, kadına karşı şiddet ve cinayetlerin cezasının az hatta olmadığının düşüncesi toplum açısından çok tehlikeli. Yasalarımız kadına şiddet ve cinayetin karşısında durmaya devam ediyor. Ben İstanbul sözleşmesinden önce aile içi eğitimden söz etmek istiyorum. Aile içi eğitimle çocuklarımıza kadına sevgiyi, saygıyı öğretirsek aslında bizim ne İstanbul Sözleşmesini konuşmamıza gerek kalacak nede herhangi bir yasa ve sözleşmeyi konuşmamıza gerek kalacak. Her gün kadın cinayetleri haberleriyle uyanıyoruz. Bu canavar ruhlu kişilerde ‘ben takım elbisemi giyerim iyi hal indirimi alırım, üç beş yıl sonrada şartlı tahliyeyle çıkarım’ gibi bir zihniyet oluştu. Buradan bizim cezalarımız yeterli olmadığı sonucu çıkıyor. Ben cezalarımızın daha keskin ve caydırıcı olması gerektiğini düşünüyorum.” ifadelerine yer verdi.
Av. Dilara Ahsen Başar
Gazeteci Ulvi Gündoğdu
FACEBOOK YORUMLAR