TÜM-KÖY-SEN'DE SAĞRA GYK ÜYESİ SEÇİLDİ

Ülke geneli şube ve temsilciliklerden 198 delegeyle toplanan Tüm Üretici Köylüler Sendikası (TÜM KÖY SEN) genel Kurulu Ankara’da TÜMBELSEN genel merkez salonunda yapıldı.

TÜM-KÖY-SEN'DE SAĞRA GYK ÜYESİ SEÇİLDİ
23 Ekim 2022 - 13:03 - Güncelleme: 23 Ekim 2022 - 13:12
Tarımın çökertildiği, ithalata bağımlı hale gelindiği ve tarım üretiminden kopuşun arttığına vurgu yapılan genel kurulda geçimlik tarım üretimi yapan üretici köylülere örgütlenme çağrısı yapıldı.

Tüm Köy Sen Giresun Temsilcisi Orhan Kara’nın Divan üyesi olduğu 3.Olağan Genel Kurulda Tüm Köy Sen Ordu Şube Başkanı Zekayi Sağra genel yönetim kurulu üyeliğine Tüm Köy Sen Ordu Şube yönetim kurulu üyeleri Akif Alan ve Tuncay Zengin de Denetleme Kurulu üyeliğine seçildiler.

Genel Kurulda Sadık Turan yeniden genel başkan seçilirken genel yönetim kuruluna Zekayi Sağra, Lokman Işık, Menduh Tektürk, Şuaip Çetin, Ali Gürel ve Muharrem Zehir seçildi.

“Yerin üstünde doyamayanlar yerin altında ölümüne çalıştırılıyorlar”

Genel Kurulun açılışını yapan Tüm Köy Sen genel başkanı Sadık Turan, tarım desteklerinin azaltıldığını ve küçük üreticilerin tarım tekelleri ve şirketler karşısında korumasız bırakıldığını belirtti. “Tohumdan yeme, ilaçtan gübreye dış bağımlı hale geldik. Üretim yerine ithalatçı politikalar hayata geçiyor. Gıda güvenliği ve güvencesi kavramları yerini tedarik sorununa bıraktı. Geçtiğimiz hafta “dünya gıda gününde tarım bakanı yaptığı konuşma bunu net olarak ortaya koymuştur. Çünkü tarım bakanı, Karadeniz’de açılan tarım koridoruna vurgu yapmış ve gayemiz sadece gıda tedarik zincirini teminat altına almak değil, huzur, güvenlik ve barış diyor.” Gıda gününde Gıda güvencesi ve güvenliği için ülke tarımı ve üretici köylüsünü değil tedarik zincirini konuşuyor. Tarlayı değil rafı güvenceye almayı, tarıma değil rafa desteği tartışıyorlar. Tarımsal üretim ve gıda her faaliyetini kar-zarar üzerinden hesaplayan şirketlerin hakimiyetine terk ediliyor. Bu durum geniş köylü kitlesinin tarım üretimden kopmasına neden olurken halkın da gıdaya daha pahalı olarak ulaşmasına sebep oluyor.

Ben aynı zamanda Amasya’dan bir üretici köylüyüm. Taşova ilçemiz Çambükü köylülerinin arazilerine, mısır tarlalarına Organize Sanayi Bölgesi (OSB)  yapılmak istenmesi ülkeyi yönetenlerin ne kadar samimiyetsiz olduklarını ortaya koymaktadır. Bir taraftan “ekebildiğiniz kadar ekin, ekilmedik yer bırakmayın”derken topu topu 1000 dekar olan arazilerinin 800 dekarını ellerinden almak istiyorlar. Tarım alanları enerji, maden ve sanayi şirketlerinin talanı ve tahribatına açılıyor.  Geçtiğimiz hafta Bartın Amasra’da 41 madenci alınmayan iş güvenlik önlemleri nedeniyle yaşanan patlama ve yangında hayatlarını kaybettiler. Ne sayısı milyonları bulan üretici köylünün tarımdan kopuşunu ne de alınmayan iş güvenliği önlemleri sonucu yaşanan bu iş cinayetine kader diyemeyiz. Yerin üstünde tarım üretiminden karnını doyuramayanlar yerin altında ölümüne çalıştırılıyorlar ve bunu da bize kader diye kabul etmemizi istiyorlar. Bu kadar değil ve değişmelidir. Bu durumdan birleşerek ve örgütlenerek çıkarız. Ben buradan geçimini topraktan sağlayan tüm üretici köylülere çağrı yapıyorum. Tüm Köy Sen ülke üretici köylüsünün sendikasıdır. Sendikamızda birleşelim.

“Dün buğday ekip ekmek yapanlar şimdi şehirlerde halk ekmek kuyruğunda”

Ordu delegesi Zekai Sağra, “tarım çok çalışılıp az kazanılan bir alandır” diyen bakanların ülkeyi yönettiği bir durumdayız. Tarım destekleri milli gelirin  % 1’i olacak diye kanun çıkaran bu iktidar ama yüzde biri bile vermiyor. Verse ne olur, o bile yetersiz. Sendikamız üye profili yaş yüksek. Çünkü tarımda, köylerde ileri yaşlılar kaldı. Gençler geçinemiyor ve köyü terk ediyor. Dünyada her ülkede üretimin önemine vurgu yapılır. Gelin görün ki; üreticinin yalnız desteksiz bırakıldığı, köylerin boşaldığı, üretimden kopuşun arttığı koşulları yaşıyoruz. Gıdanın güvenliği ve ulaşılabilirliği açısından üretici köylüler önemli. Tüm Köy Sen daha da önemli. Rusya-Ukrayna savaşından üretemeyen ülkelerin gıdaya ulaşamayınca ne hale geldiklerini görüyoruz. Tahıl koridoru ithalata bağımlı ülkelerin tek çaresi oldu. Biz Ordu’da sadece hükümetin tarımı çökerten uygulamalarına karşı değil aynı zamanda yabancı fındık tekeli şirket olan İtalyan Ferrero şirketi karşısında mücadele ediyoruz. Bahçelere kadar girdi ve sözleşmeli üreticilik yaptırıyor. Bizleri kendi bahçemizde sözleşmeli köle haline getirmek istiyor. Dün buğday üretip ekmek yapan ailelerin çocukları şimdi büyükşehirlerde halk ekmek büfeleri önünde ucuz ekmek kuyruğuna giriyor. Mücadele etmezsek bizi de böyle bir son bekliyor. 1 lira ucuz ekmek için saatlerce sıra bekleyeceğiz.”



 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum