Mehmet Kıyak

Mehmet Kıyak

[email protected]

FELAKETTEN ÖNCE

10 Şubat 2024 - 14:13

Bizimkilerden sıkıldım, aklıma esti; ‘Aç bi gavur kanalı haber izle’ dedi şeytan.  Bizimkilerin tam tersi sakin fon müziği, peşinden kurulmuş saatin gong sesi, aydınlanan stüdyo, sunucunun adı okunduktan sonra spikerin açılış konuşması.

-Guten Abend,                    
Anlamam, görüntüler yetiyor. Atışma sataşma dövüş kavga beklerken, haberler 20 dakikada bitiverdi. Hiç bir şey anlamamıştım. Sardım başa, açık sarıya boyanmış dev bir binanın dış yüzeyi, gökyüzüne uzanan biri küçük diğeri büyük iki baca. Enerji santralıyla ilgili haber,  fabrikada yürüyen merdivenler gıcır, yeni, boyası göz kamaştıran aletler, beyaz önlüklü işçiler. Bizimki gibi başkan baba, muhalefet ana, muhalefet eş başkan, beş başkan, aradı gözlerim ama yok.

Teknolojinin gözünü seveyim bastın mı Türkçe tuşuna. İstersen anlama. Konular ince yağ gibi akıveriyor.

 Almanya’da iklimin korunması
 Enerji politikası,
 Senaryolar ve öngörüler,
 Enerji politikası önlemlerinin değerlendirilmesi,
 Belediye iklim koruması.

Burası fazlasıyla can yakıcıydı iklim büklüm şöyle dursun.  Trafikten çok şikayet geliyor ‘iki zabıta gönderin’ bile diyemiyor başkan,  adam ya dilini çeviremiyor ya da dili dönmüyor.

Haberler Gazze’yle devam ediyor, peşinden ilkokul çağındaki çocukların, sınıftaki görüntülerini bir diş kliniği izliyor. Bizdeki yanlışlıkla azı dişini çekip azılılaşan insan görüntüsü yerine, doktor gülümsüyor hasta gülümsüyor.

Fransa’dan küçük bir haber, peşinden İngiltere, kral kansere yakalanmış. Tedavi süresince resmi devlet görevini sürdürecekmiş.  Son olarak, hava durumu ve kapanışı Türkiye’yle yapıyor Alman kanalı Tagesschau.  Ekranda yıkılmış, yan yatmış binalar ve 6 Şubat.

Bir yıl geçti üstünden, kurak ve sıcak geçen kış,  birden soğuyan iklim bastıran kar. Tarihte benzersiz felaket 6 Şubat Pazartesi sabahı. İnsanımızın boğazında lokmalar düğümlendi,  sofradan aç kalktı. Acıya, eleme, felakete dökülen gözyaşları yurttaşlarımızın ölüme koşarcasına yardımlarına fedakarlığına merhametine akıverdi.

Depremin ardından yapılan yardım kampanyasında toplanan 30 milyar liranın hala ödenmediğini yazıyor basın.  Bilim deprem gerçeğini sürekli yansıtırken, ülkemizde bırak depremi zaman zaman kendi kendine yıkılan binalar görülüyor. Hangi dürtü deprem tasarrufunu akla getirmez.

Felaketlerden önce birbirimize sarılmak, bir arada ve her zaman güçlü olmak için gönülden gizli tasarruf kaçınılmaz.


Hükümet de insanımızda yaşam tarzından taviz veremiyor. Felaketin başındaki itibardan tasarruf olmaz cümlesinin güdümünden çıkmak yeter.


 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum