Reklam
Reklam
Mehmet Kıyak

Mehmet Kıyak

[email protected]

GOLİKA'NIN SAPTAMALARI…

06 Aralık 2021 - 20:07

Geçtiğimiz hafta nasıl becerdi bilemiyorum son cümlelerimi yazarken Golika, yan taraftan bilgisayarımın üstüne zıplayınca haftalık köşe yazımı birbirine sokmuş yarısını buharlaştırmıştı.

Hiçbir şey demedim.
 
Kızdığımı anlamış olacak, kapıya doğru hızlıca koşarak eşiğe oturup sokağı seyretmeye, bana da; “Sen boş ver helali haramı, piç dedeyi, piyasaları, fırtınaları, ‘senede bir gün gerçek fırtına şöyle dursun her gün fırtına koparıyorsunuz.’ Nereye doğru sürüklendiğinizi bilmiyorsunuz, manşetleriniz birbirine girmiş. Sen, beni yaz.” der gibiydi.

Golika’yla tanışıklığımız salgından öncesine dayanıyor.

Tek başına yaşayan sokak kedisiydi. Kenar köşeden korkarak bakan her zaman tek başına arkadaşları tarafından dövülen, sanki başka tanrının yarattığı zayıf cılız bir yaratıktı.

‘Sahip çıkacağım’ dedim, çıktım.

Yavrusu varmış. ‘Siz birbirinizi hiçbir zaman anlamayacaksınız ama ben sizi anladım’ diyerek üç yavrusunu ağzıyla yanımıza getirip bıraktı.

Erkeksen bakma!      

Özgüven kazanmıştı, öyle bizim gibi parayı ve makamı sonradan bulmuş pis bir özgüven değildi onunkisi.

Gözlerine baktığınızda ‘seni seviyorum’ dercesine sevgi dolu bir özgüven.

Sabahları yemeğini verirken ‘önce arkadaşlarım yesin’ diyor. Çoktan içindeki kini gömmüş barışı sağlamış ve bana sanki “Siz, gözlerinizle değil beyninizle izlediğinizde işte o zaman barışı sağlarsınız’ diyordu.



 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Ahmet Keleşoğlu
    2 yıl önce
    "öyle bizim gibi parayı ve makamı sonradan bulmuş pis bir özgüven değildi onunkisi." Harikasın dostum, su gibi akıyorsun... Sevgi ile.