Reklam
Reklam
Mehmet Kıyak

Mehmet Kıyak

[email protected]

MASA BAŞINDAKİLER! PLANLAMANIZ VAR MI?

15 Temmuz 2023 - 11:04

Bu günlere bakınca elli yıl öncesi geliveriyor insanın belleğine. Anadolu coğrafyasında yılgınlık, anarşi, terör, ölüm. Siyasal liderler meclisi dolduran vekiller sanki kapsadıkları dar alanların dışından bihaber. Taa ki 12 Eylül askeri darbesine kadar, sonra defolup gittiler.

Yeni bir süreç itilirken memleket üç yıl sonrası yeni bir belayla karşı karışa kaldı, liberal Turgut Özal ve darbelere karşı duran İstanbul Taksimde ilk McDonalds. Ülkede estirilen tatlı rüzgarların arasından, ilk düzensiz göçmenler, ilk özelleştirmeler, ülkenin ekonomik temel yapılarını oluşturan KİT’lerin özelleştirme adıyla blok satışları. Döviz geliyor diye yurt dışına çıkan içi boş sandıklar için ihracatçılara vergi iadeli teşvikli yıllar. Tarihimize damga vurmuş 24 Ocak kararları.

Aradan nerdeyse elli yıla yakın süreç geçmiş, Oğlum,

-Baba ne oldu böyle memleket ne hale geldi, bu gidiş hiç iyi değil,

Ben de aynısını 50 yıl önce babama söylemiştim. İMF’ye olan borç hiç bitmez, sürekli Stand BY anlaşmaları gündemi oluşturur genç halimle bir iki yıl yemeyelim içmeyelim şu borcumuzu ödeyelim derdim. Bugün gene aynı, ağlayacak haldeyim.

90’lı yıllarda vergi dairesi müdür yardımcısı Hüseyin Bey. Akşamları mesai sonrası ziyaret eder. Bazen sohbeti yakar, bazen de yakınırdı. Evrak istiyorlar diyor, mükellefin borcu var borcu yoktur evrakı istiyorlar. Adamı pay paçak ettiler kendisi bir tarafa ailesi bir tarafa. Ama bir gerçek günümüze kadar kendini koruyor.

Hüseyin Bey,

-Gerçek, götürü diğer vergilerle toplanan toplam vergi 350 bin lira, sadece otomobillerden toplanan 750 bin. Otomobil de sınırlı, kısıtlı yıllar, yollar koldan tutmalı iki tekerlekli hamal arabaları bir de sahibinin bir elinde dizginleri, bir elinde sediri andıran tahtanın üstünden kamçı sallarken pisliği yere düşmesin diye kıçının altında gerilmiş bohçalı at arabaları. Zamanın belediye başkanlarından İsmail Cerrahoğlu seçim vaatlerinde garaj sözü vermiş, seçildikten sonra gerçekleştirmişti.

Bu günü hiç hesaplayamıyorum. Neredeyse İnsan sayısıyla otomobil sayısı eşdeğer. Park yeri bulunamıyor. Haberlerde insanlar park yüzünden birbirlerini katlediyor. Hükümet paranın kokusunu ve nereden geleceğini biliyor.

Sabah sohbeti, içeriği zam.

-Otomobili olanlardan yılsonuna kadar iki kez vergi alacaklarmış. İçimizden biri huysuzlanır, keyfi kaçar ve ayrılmaya çalışırken,

-Nereye gidiyorsun çayını içmedin.

Çayımı düşünüyorum şimdi, etiketleri değiştirecem. Doğruysa arabanın parasını nerden çıkaracağım.

-Olur mu öyle kafana göre kanun var, hukuk var, hükümet var. Çayını bitirmeden kanun manun dinlemeden gitti..Zaten insanlar hükümetten önce istediği gibi zam yapıyor.

Biz sabah sohbetine devam ederken içimizden biri, muziplik olsun diye,

-Senin kökün kaç lira.

-U ne demek şimdi, nasıl konuşma ne demek istiyorsun?

-kızma kızma hemen, kök maaş diye bir şey duymadın mı? Şimdi köküne bakıyorlar kökünden zam yapınca 7500 lirayı geçmiyormuş. Gel de bunların köküne başlama.

-Kökünden hep kesseymiş, olur mu öyle?

- Erdoğan bi yolunu bulur bi kök hücre yapar ortalığı canlandırır. Her şeye zam yapıyor bize yapmadan durmaz. Yoldan geçen avukat sohbete kıyısından dahil olur.

-Ortaklığın giderilmesi davası beş bin liradan otuz bini buluyor. Hukuka yapmasaydı yurttaş hukuktan önce parayı mı yoksa hukuku mu arayacak? Aslında yasa kasa yan yana gerisi içi boşaltılmış beş litrelik boş teneke. Esnafın sabah sohbeti çok keyifli olur, bizimki üç sade kahveyle başlar sadeleşmek için bu günlerde zamlar izin vermese de.

-Yurt dışından alınan telefonlardaki vergiler de altı bin liradan yirmi bin liraya çıkarılmış.

-Maşallah maşallah zam tarlasına döndük.

Rahmetli Ecevit de otomobil üstünden tasarrufa yöneldi. O yıllarda kamudaki otomobil sayısı 105 bin. Sadece beş bin bürokratın dışında teslim eden olmadı. Bürokraside olduğu gibi bürokratlarda da savurganlık var. Nasıl bir sistem bu? Bugün kamudaki araç sayısı 111 bin 112 adetmiş. TÜİK, TÜVTÜRK bunu da çok güzel gizlemiş tüh tüh buna da maşallah.

Gelişmiş ülkeler On bin araçla idare ederken, paranın nereden geldiği bilindiği kadar nereye ne kadar gideceği biliniyor mu? Planlama var mı kimsenin kimseye uyduğu yok, kafasına göre takılıyor vergi, zam saçmalıktan öte gitmiyor.

Sorunun ana kaynağı plansızlık ve masa başındakilerin masalsı savurganlıkları.


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum