Mehmet Kıyak

Mehmet Kıyak

[email protected]

OMURGA

04 Haziran 2022 - 12:46 - Güncelleme: 06 Haziran 2022 - 09:43

Bundan 35 yıl önce, İstanbul Beşiktaş’ta sigara almak için büfe ararken karşımda Orhan abiyi buldum.

Tesadüfen karşılaştığımız alan işyerinin önüymüş. Çayımızı içmeden sohbet etmeden ayrılamazdım.

Aradan yıllar geçmiş, Orta Çarşıda karşılaşınca,
-İstanbul’u terk ettim artık memleketime döndüm, bundan sonra Ünye’deyim deyince içimden, “Eyvah ne yaptı bu adam, gittiği yıllardaki güzelliğe özlem duymaz inşallah?” diye geçirdim.

Zaman zaman karşılaşınca da utanırdım. İçimden; ‘hangi çirkinlikleri yaşıyor, acaba mutlu mu burada?’ diye geçirir ama soramazdım. Sadece kendime sorardım.

Şimdi komşum oldu, tam karşıma geldi. İlk günlerde ilişkimiz sıcak samimi ve resmiyet içindeyken, şimdi saklamadan birbirimize itiraf ediyoruz.

‘Benim güzel şehrime insanıma ne olmuş?’ diyor.
Aslında burada olanları gelmeden önce İstanbul’da yıllardır yaşamış. Her manava gittiğimde kirazın tadına bakarım, 20 gün aynı işlemi yapıyorum hala tadı yok. İnsanımız gibi. Uydurma kiraz, herkes uymuş uyduya. Bir uydurma da 19 binlerde dolaşan yoksulluk sınırı.

İşkembelerinin mi beyinlerinin mi açıklanmadı. Sevmediği, çekiştirdiği arkadaşından telefon gelince çizdiği karakter karşısında insanımızın tutarsızlığı, akılsızlığı, yalakalık kültürünün nasıl başını alıp gittiğini hepimiz görüyoruz. İçe bağımlı bu türler nasıl hortladı?

Bazı türler de yüzü gülen, cüzdanı şiştikçe şişen kendiliğinden ütülü kalın enseliler varsa da yoksa da bütün değerlerin geçici olduğunu düşünerek, bildiğini bilmeden tüm insanlığın mutluluğu yerine kendilerinin mutluluğu istiyorlar.

Geleceğimizin güvencesi onurlu ve omurgalı insanlar. Her delikten geçebilme yeteneğine sahip ilk ve tek yaratık insanoğludur. Alarm takmanın zamanı gelmedi mi? Kalıcı olan insan onurudur…
           
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum