Dyt. Yusufcan Ustaoğlu

Dyt. Yusufcan Ustaoğlu

Diyetisyen Yusufcan Ustaoğlu
[email protected]

Göründüğü Gibi Değil!

02 Ağustos 2025 - 15:47

Günlük hayatımızda sıkça karşılaştığımız “tuzsuz’’, “limon aromalı”, “şekersiz” gibi ifadeler, gıda ürünlerinin sağlıklı olduğu izlenimini yaratabiliyor. Ancak bu kelimelerin her biri, yasal tanımlarla şekillenen teknik ifadelerdir ve tüketicinin beklentisiyle üreticinin kastettiği şey çoğu zaman örtüşmez.Burada kullanılan dilin sınırları, çoğu zaman bilimsel gerçeklerden çok hukuki tanımlamalara dayalıdır.

Örneğin “limon aromalı içecek” ifadesi, ürünün limon içerdiğini değil, limon tadı veren bir aroma içerdiğini belirtir. Türk Gıda Kodeksi Etiketleme ve Tüketiciyi Bilgilendirme Yönetmeliği’ne göre, bir ürünün adı “limonlu içecek” olarak belirtiliyorsa içinde gerçek limon meyvesi bulunmalıdır. Ancak “limon aromalı” dendiğinde, bu aroma doğal kaynaklı da olabilir, sentetik olarak da üretilebilir.

Ürünün limonla olan ilişkisi sadece tat ve koku seviyesindedir; C vitamini, limon suyu ya da lif gibi besin öğeleri bu tür ürünlerde yer almaz. Buradaki ayrım, sadece tüketici algısını değil, ürünün besleyici değerini de doğrudan etkiler.

Son yıllarda market raflarında sıkça karşımıza çıkan “şekersiz”, “light” veya “sıfır kalori” ibareleriyle sunulan içecekler, özellikle kilo kontrolü yapmak isteyenler ve diyabet hastaları için cazip birer alternatif gibi görünse de, bu ifadelerin gerçekte ne anlama geldiğini bilmeden tüketmek düşündüğümüz kadar masum olmayabilir.

Üzerinde “şekersiz” yazan bir ürün, basit şekerleri içermeyebilir; ancak bu, onun gerçekten kalorisiz ya da metabolizma üzerinde etkisiz olduğu anlamına gelmez. Bu içeceklerde genellikle şeker yerine yapay tatlandırıcılar —örneğin aspartam, asesulfam-K gibi maddeler— kullanılmaktadır. Her ne kadar bu bileşenler kalori içermese de, son yıllarda yapılan çeşitli bilimsel çalışmalar bu tatlandırıcıların glukoz metabolizmasını etkileyebileceğini, insülin duyarlılığını değiştirebileceğini ve bağırsak mikrobiyotasında olumsuz değişimlere yol açabileceğini göstermektedir. “Tuzsuz” ifadesinin yerine sıklıkla karşılaştığımız “düşük sodyumlu” tanımı da teknik bir düzenlemenin sonucudur.

Gıdanın “düşük sodyumlu” olarak tanımlanabilmesi için 100 gramında 0.12 gramdan az sodyum içermesi gerekir. Bu değer, üründe sodyum hiç yok anlamına gelmez; sadece belirli bir eşiğin altında olduğu anlamına gelir. Özellikle hipertansiyon riski taşıyan bireyler için bu farklılıklar klinik olarak önemlidir.

Bu nedenle sağlıklı beslenme adına bilinçli tercihler yapmak isteyen bireylerin, yalnızca ambalaj ön yüzündeki iddialara değil, ürünün sertifikalarına ve yasal tanımlara da dikkat etmesi gerekir. Unutmayalım ki, etiketler bazen bizi bilgilendirmekten çok ikna etmeyi amaçlar.





 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum