Reklam
Reklam
Coşkun Özbucak

Coşkun Özbucak

ÇİZGİ
[email protected]

PRATİK ÖNEMLİ

04 Haziran 2022 - 12:09 - Güncelleme: 06 Haziran 2022 - 09:41

Konuşmak için yazı diline gerek yok. Herkes anadilini konuşabiliyor ancak okuyup yazamıyor. Okuyabilmek, yazmak için eğitim öğretim süreci gerekiyor. Siyasette de konuşmak farklı değil aslında. Herkes çevresinden duyduğu kadarıyla siyaset konuşabiliyor ancak pratik çözüm üretmeyi başarmak için çevreden öğrenmek yetmiyor. Bu konuda yetişmiş insan olarak siyasette etkin olabilmek de var.
           
Bunları neden söylüyorum? Gazetelerde, televizyonlarda “siyaset yapanların” açıklamalarını okuyoruz, dinliyoruz. Büyük çoğunluğu çözümleri geleceğe havale ediyorlar. Oysa çözümlerin bilinmeyen geleceğe havale edilmesi kabul edilemez.
           
Ordu Çevre Derneği çalışmaları sırasında bu tür durumlarla çok karşılaştım. Bu eleştirim (tespitim) siyaset yapan herkesi kapsamıyor. Olay yerinde ya da başka bir yerde konuşurlar. Tepki gösterirler ancak yakın-uzak çözüm önerileri yoktur. Olayın yaşandığı halkın pratik olarak ne yapacağı-yapması gerektiği konusunda bir şey söylemezler. Özellikle de her şey seçimle çözümlenecek biçiminde bir yaklaşım içinde olurlar.
           
Yer isimleri yazmayacağım. Ordu Çevre Derneği olarak gittiğimiz her yerde karşılaştığımız bir durum. Örneğin, siyaset yapan tepki gösterir, konuşur. Ucu açık bir zaman sonra (iktidar olunca) sorunları çözeceklerini söylerler. Halka, yasal ve fiili olarak ne yapması gerektiği söylenmez. Bir dilekçe hakkını nasıl kullanacak? Nasıl yazacak? Yargı süreci nasıl olacak? Avukat yardımı yapılacak mı belli değil.
           
Oysa siyaset yalnızca konuşmak değil. Pratik çözüm üretmektir. Toprağına, suyuna, ormanına sahip çıkan halk tepki gösteriyor. Bu tepki “ömür boyu” sürecek mi? Çadır nöbeti tutanlar, sabah akşam çadırda bekleyecekler mi? Hem çadır ya da başka eylem ve etkinlikler yapılırken hukuksal-yasal hakları nasıl kullanacakları da söylenmeli, pratik uygulamalarda da el taşın altına sokulmalı.
           
Öncekilerden örnek vermeyeyim ama Ulubey’deki maden ihalesinin iptali için nasıl yol izlenmesi konusunda Ordu Çevre Derneği elinden gelen tüm yöntemler konusunda katkılarını sundu. (Ulubey’de yaşananlar konusunda tartışılması gerekenler ayrı bir değerlendirme.) Şimdi Korgan’daki maden alanının ihale edilmesi sonrası yaşananlar var. Aybastı Perşembe Yaylası’nın zarar göreceğinden dolayı tepkiler var. Kimi, iktidar olunca ihaleleri iptal edeceklerini söylüyor. (Bu parti programlarına ve sisteme aykırı) kimileri de sosyal paylaşımlarla tepki gösteriyor.
           
Ne yapılmalı? Bu soru sorulmuyor. Soru olmayınca yanıt da olmuyor. Siyasiler bu konuda hukuksal-yasal hak var mı, söylemiyorlar. Nasıl bir mücadele yolu izlenmeli söylemiyorlar. Ortaya konuşma alışkanlığı sürüyor.
           
Bu arada ihaleleri yapan iktidar olduğu halde, iktidarı eleştirmekten itina gösterenler de az değil. Siyaset yapılmamalı denerek sorumluların aklanması siyaseti yapılıyor.
           
Maden ihaleleri konusunda hukuksal ve fiili yol kullanılmalı. Kullanılmalı ancak, sıranın kendi topraklarınıza gelmesini beklemeden nerede yıkım, talan varsa tepki göstermek zorunluluğu var.
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum