Mehmet Kıyak

Mehmet Kıyak

[email protected]

TOPLUMUN PIRLANTALARI

30 Eylül 2023 - 11:13

Yazmak çok güzel, ama nasıl, neyi yazmak?

Arastadaki galaycılardan biriyim. Klavyenin başına geçince içmeden beynimin içi dönüyor. Geçtiğimiz hafta yazımı yazmış, bağlayamamıştım. Son noktayı koyamayınca baskı yoğunluğunda baskıyla buluşamadı.

Her şey birbirine girmiş, elekten durmaksızın dökülürken olup biteni anlamaya hiçbir yetenek yetmiyor. İnsanımız, insanca yaşamak yerine uzun yaşamayı tercih ediyor. Yaşamlarına anlamsızlıklar yükleyerek.

Sığlaşmış kalplere sığamıyoruz, yaslanamadık birbirimize. Elli yıl sonra acaba hangimiz pencereden bakabilecek? Vadesi dolan, ömrü biten çekip gidiyor. Eskisi kadar üzülemiyorum. Belki de toplumumuzun itici yaşamı duygularımızı kısırlaştırdı.

Bizim yüzümüzden fazla yaşamasalar da, bizim dışımızda iyi ki başka canlılar da var. İki günde bir haberlere konu olan ve sorumsuzluğunu hayvanlara yükleyerek sorumluluktan kaçan insanımız. Acaba hangi canlılar daha iyi niyetli,  vücut dilini en iyi hangisi okuyabiliyor?

İnsanımız coğrafyamızı, geçimin, ilginin ve sevginin yaşamdan yoksun barbar ve korkak bir topluma dönüştürdü. Sevgi, yürekli insanlarda bulunur. Gözlerini dikip kaşlarını çatan ağzını bas bariton sesle kerpeten gibi kullanan kafa yeteneğini kaybetmiş rezillerde değil.

Gözlemsiz yaşamak, tersten bakmak daha kolayımıza geliyor. Yürürken yan bakar insanımız. Göz göze gelirsen fena. Yanlış bir bakış, yanlış bir karar yanı başımızda duran büyük bir şansı kaybettirebilir.

Sokak hayvanlarından ara sıra eylemleri olmasa kimse haberdar değil.  Her yerde Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi kurulmuş, daireden dışarı çıkılmamış. Sokak hayvanları gene revaçta. Verilen kararlar işin içinden çıkılacak gibi mi? Kendilerini öne sürememek sahiplendirmenin anlamını yok etmekten öteye gidemiyor.

‘Bir lisan bir insan’ deyiminin bir hayvan bir insan deyimiyle kısa süreliğine yer değiştirmesi işe yarar gibi. Nebil Özgentürk’ün belgeselinde en azılı insanların dönüşümü evrenin bilimsel tecellisine bakın.

Sadece mahkumlar mı içimizde gezen barbarlar? Dar arastadan hızla geçen aracın ezdiği kediye Allah sabırlık versin diye dalga geçen ilkel vicdansız türler.

Artık ülkeler evdeki hayvanı da bir birey sayarak çalışanına yasal izin vermeyi yasallaştırdılar. Aklınızdan geçeni okur gibiyim. Hükümet bu konuda bir adım atar mı bilinmez, işsizliği önleme odalarında prestij maaş…

Siz yapın.  Önce gözlerine bakın, mutluluğu tadı, hazzı görünce bırakamazsınız. Toplumun içinde gittikçe azalan gerçek pırlantalarımız çoğalsın…



FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum