ATAYURDU TÜRKİSTAN

Serkan Gürkan serkangurkan1071@gmail.com

Türkistan, iki dünya eşiğidir.
Türkistan, yiğit Türk’ün beşiğidir.
Türkistan gibi güzel yerde doğmuş
Türk’e, Tanrı’nın verdiği nasibidir.

Türkistan ister yeni ister eski olsun tüm kaynaklarda Türklerin yaşadığı yer, il anlamında kullanılır. Türk tarihi ve kültürü Türkistan’da doğmuş ve büyümüştür. Dil ve kültür birliğine dayanan geniş ve köklü ortak bir uygarlığı anlatan Türklük kavramı ve Türk’ün tanımı Türkistan’da ortaya çıkmıştır. Bu mirasın sahibi bizleri, bugün ne yazık ki Türkistan neresidir ?, Türkistan kelimesi nerden gelir ?,Türkistan tarihi nedir ?, Bilmediğimiz gibi Türkistan yerine benimsetilmiş Orta Asya tarihini adeta işgalci politikaları desteklercesine kullanıyoruz. Orta Asya sözü yerine Türkistan denilmesinin çok önemli bir mesele olduğu söylendiğinde bazı sarhoşlar ‘‘Biz batı dünyasına paralel giderek kendi menfaatlerimizi koruyabiliriz.’’ demektedirler. Türkistan ismi bir milletin varlığı, adı, şerefi, gelecekteki kimliğini tayin etmek meselesidir. Öyleyse ‘Tarihini bilmeyenin geleceği karanlıktır.’ sözüne karşılık Türkistan’ı BİLMEK, ANLAMAK ve TANIMAK zorundayız.

TÜRKİSTAN TARİHİ

Türkistan, Saka Türkleri devrinden kalan abidelerde (M.Ö 7. yy ve M.S 2. yy) Türkistonak olarak ifade edilmiştir. Türkistan’da İslamiyet’in başlamasıyla (8.yy) birlikte orta çağ arap coğrafyacıları bu böyleye Diyar-ı Türk, Arz-üt Türk veya Biladal- Türk ismini vermişlerdir ki buda Türk yurdu yani Türkistan manasına gelmektedir. Kaşgarlı Mahmut 1072-1073 yılları arasında hazırladığı Divan-ı Lügat-ıt Türk adlı eserinde Türkistan sınırlarını Çin’den Hazar denizine, Bizans, Kıpçak ve Rus topraklarına kadar devam eden bölge şeklinde tarif etmiştir.

 Türklüğün beşiği, Türklerin kadim yurdu Türkistan topraklarının;

*Batısı: Hazar Denizi ve Ural Dağları ile çevrilidir.
*Doğusu: Alta, Ötügen ve Tanrı dağlarını kapsar.
*Güneyi: Horasan dağları ve Hindukus sırtlarıdır.

*Kuzeyi: Kazakistan-Kırgız bozkırları ile Güney Sibirya’ya kadar geniş bir kısmı kaplar. Yüz ölçümü 6 milyon kilometrekaredir. Türkistan Türkleri tıpkı Selçuklu ve Osmanlı Türkleri gibi tarihte önemli rol oynamış ve birçok alanda çalışmalar yapmışlardır.

*Kültür-edebiyat: Yurtlarında yerleşik kültür sahibiyken devletler kurup düşüncelerini tasa vurmuşlardır.

*Savunma: Orduları tesis etmiştir.
*Tarım: Toprağı işleyerek tarımdan faydalanmıştır.
*Coğrafya: Yer adlarını kullanmışlardır.
*Mimarlık-Mühendislik: Kentler kurup korızlar inşa etmişlerdir.
*Sanat: Dokuma, oyna ve yontma gibi meslekleri yaratmışlardır.
*Madencilik-sanayi-eğitim: Altın, gümüş, demir gibi madenleri işleyip okullar kurmuşlardır.
*Demokrasi: Kişiler arasında renk-cisim ayrımı gözetilmemiştir.
*Astrofizik: Gökbilimin yolunu açmışlardır.
*İnanç: Tek tanrı kavramını kurumsallaştırmışlardır.

*Tiyatro-Müzik: Gök-kültü ayinleri düzenlenmiştir.
Bütün bu ilkleri veren Türklerin ata yurdu, 6.yy’dan itibaren büyümeye başlayan imparatorlukların dikkatini üzerine çekmeye başlamıştır. Fitneden sakınmayan, bölücülük yapan, din ve mezhep ayrıcalığı yayanların faaliyetleri sonucu ne yazık ki Türkistan’da güçlü bir merkezi idare ile siyasi birliği sağlayacak devlet zaman zaman kurulamamış ve fetret dönemi yaşanmıştır.

*Dünya Türklüğünün kalbine ilk hançeri Çinliler vurmuştur. Çinliler, Hun Devletinin parçalanıp
dağılmasından sonra 1. Göktürk Devletini 532’de, Doğu ve Batı Göktürk imparatorluğunu 630’da yıkmıştır.

*İran’da ki Sasani hâkimiyetine son veren araplar, 674 yılından itibaren Ceyhun nehrinin ötesine geçerek Horasan’a atadıkları valiler zamanında Mâverâünnehri ve Batı Türkistan’ı Türk beyliklerine ait bütün toprakları işgal etmişlerdir. (Avşarlar, Türgişler, Karluklar)

*Moğollar, devletlerini kurduktan sonra 1200 yılından itibaren Harzemşahlar toprakları dahil
Türkistan’ın tamamını istila etmiş ve 1370’e kadar sürecek Çağatay Hanlığını kurmuşlardır.

*Tehdit ve saldırılarından hiç vazgeçmeyen Çin 18. yüzyıla geldiğinde Taklamakan Çölünden sonra batıya açılan penceresi konumundaki Doğu Türkistan’ı otonom bölgesi ilan ederek işgal etmiş ve bu toprakları sömüren bir ülke değil, kendisinin bölünmez bir parçası olarak kabul edilmesini sağlamıştır.

*Ruslar 1552’de Türk yurdu Kazan’ı işgal ettikten sonra Türkistan içerinden güneye kadar inmiş ve Türk kimliği üzerinde çok büyük tahribatlar yaparak Türk kimliğini yok etme çabasına girmiştir.
*İngilizler 19. yüzyılda Ruslara karşı hindistan topraklarını koruyabilmek ve tampon bölge oluşturmak için Türkistan’ın güneyini işgal ederek Afganların istilası ve yerleşmesine neden olmuştur.

*19.yüzyılın ikinci yarısında Türk Safevi devletinin zayıflaması ve bölgede etkili bir güç olmaktan çıkması, meydana gelen iç karışıklık ve taht mücadeleleri sonrası Ruslar, Türkistan Türklerine ait hazar kıyılarının batı kısmını (İran Türkistan’ı) Rest antlaşmasıyla Farslara bırakmıştır. Bugün; Türkistan Doğu, Batı ve Güney olmak üzere 3 kısımdan ibarettir.

*Doğu Türkistan Türkleri; Çin
*Güney Türkistan Türkleri; Afgan
*İran Türkistan Türkleri; Fars

*Volga, Kafkas, Sibirya ve Altay Bölgesi Türkleri Rus işgalcilerin yok etme politikalarına karşı kahramanca direniyor. Türkistan’dan kopup balkanlara, Ortadoğu’ya yerleşen Türkler yer ve yurt
varlıklarını korumaya çalışıyor. İşgalciler: Türk dünyasını her yönden parçalı hale getirmiş, Türk, Türkçe, Türkistan kelimelerinin yok edilmesine çalıştık ise de TÜRKİSTAN adı TÜRK’ün KALBİNDEN VE AKLINDAN ÇIKARILAMAMIŞTIR. Nerede ve hangi mevkide olursa olsun, hangi düşüncelerle hareket ederse etsin TÜRKİSTAN sözünü kullanmaya çalışan kimselere Türkistan isminin kalıcı ve yaşayıcı bir niteliğe sahip olduğu hatırlatılmalıdır. En başta sorduğumuz Türkistan neresidir? Türkistan kelimesi nereden gelir ?, Türkistan’ın tarihi nedir? Bilmediğimiz belki sadece kulak aşinası olduğumuz bu soruların cevaplarını artık biliyoruz.

Mezarlar sahipsiz bozkır hep duman
Adını belli etti her geçen zaman
Sensiz bir yetim Türkistan, Türkistan