Serkan Gürkan

Serkan Gürkan

TÜRK OBASI
[email protected]

GÜNEŞ DİL TEORİSİ VE TÜRK DİL KURUMU

02 Nisan 2022 - 14:37

Bizlerin Türkçe dersinde dil bilgisi ve anlatımı olarak öğrendiğimiz yapım eki, çekim eki, bağlaç, sondan ekleme gibi kuralların tamamını Türk dil bilimciler ve Türkologlardan oluşturulan özel dil araştırma ekipleri yani bugünkü karşılığıyla Türk Dil Kurumu çalışmalarından olan Güneş Dil Teorisi kapsamındadır.

Atatürk Güneş Dil Teorisi'ni ortaya attı, “Türkçe ilk dil veya diğer dillere etki etmiş ilk dillerden biridir” dedi. Kimse inanmadı, inanmıyor.

Birkaç kişilik çok çok küçük bir istisnayı saymazsak durum bu. İşin daha da kötü tarafı inandığını söyleyen çok küçük bir azınlık da hem bilgisiz hem de konuyu araştırmak istemeyen, hatta olumsuz algı oluşturmak isteyen, hamasi nutuk atma meraklısı kişiler. Halbuki Atatürk’ün yıllarını verdiği Türk tarihi ve dili üzerine çalışmalarından pek fazla bahsedilmez. Fakat Atatürk’ü anlamak için asıl bu çalışmalarının bilinmesi bizim için çok değerlidir.

Türkçe’de İlk Kelimeler

Atatürk’ün geometri terimleriyle ilgili çalışmalarından bir başka anı da şöyledir: Atatürk, 13 Kasım 1937’de gittiği Sivas’ta, yanındaki toplulukla birlikte Sivas Lisesinin 9/A sınıfındaki Hendese (Geometri) dersine girdi. Bu derste bir kız öğrenciyi tahtaya kaldırdı. Öğrenci tahtada çizdiği koşut iki çizginin başka iki koşut çizginin kesişmesinden oluşan açıların Arapça adlarını söylemekte zorluk çekiyor ve yanlışlıklar yapıyordu. Bu durumdan etkilenen Atatürk, tepkisini, "Bu anlaşılmaz Arapça terimlerle, öğrencilere bilgi verilemez. Dersler, Türkçe, yeni terimlerle anlatılmalıdır." dedi ve tebeşiri eline alıp, tahtada çizimlerle "zaviye"nin karşılığı olarak "açı", "dılı"nın karşılığı olarak "kenar", "müselles"in karşılığı olarak da "üçgen" gibi Türkçe yeni terimler kullanarak, birtakım Geometri konularını ve bu arada Pythagoras kuramını anlattı. Atatürk, dilimize karşılığı "koşut" olan "muvazi" kelimesinin yerine kullandığı "paralel" teriminin kökenini açıklarken Orta Asya'daki Türklerin, kağnının iki tekerleğinin bir dingile bağlı olarak duruş biçimine "para" adını verdiklerini anlattı. Atatürk, bu derste aynı zamanda ders kitaplarının birkaç ay içinde Türkçe terimlerle yazdırılıp bütün okullara ulaştırılmasının talimatını vermiştir.("Tarihsel Bir Anı", Bilim ve Teknik: Kasım 1981, Sayı: 180).

Sözlerimi Atatürk’ün Türkçe hakkındaki görüş ve düşünceleriyle bitirmek istiyorum. ‘’Türkçe dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır. Bir de Türk dili, Türk milleti için mukaddes bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz badireler içinde; ahlakının, ananelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin velhasıl bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde muhafaza olunduğunu görüyor. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.’’
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum