ERMENİ SOYKIRIM YALANI VE DÜNYADAKİ ASIL SOYKIRIMLAR

Türk siyasal hayatındaki en büyük iftiralardan birisi SOYKIRIM yalanıdır. Yüzlerce yıl Türk idaresi altında yaşayan Ermeniler ile Türk ulusunun hiçbir sorunu yokken, batılı ulusların kışkırtma ve yetiştirmesi olan Ermeni komitacıların ektiği bir ihanet tohumundan başlayalım. Özet geçerek anlatacağım.

18. yüzyılda Osmanlı Devleti’ne karşı Ermeni ayrılıkçılık fikirlerinin tohumunu ABD, İngiltere, Fransa devletleri atmıştı. Kendi okullarında Osmanlı’dan getirilen Ermenilere antik Ermeni tarihini, büyük Ermeni Krallığı’nı, Ermeni Krallarını öğreterek, tam bir Ermeni ırkçısı olarak eğiterek, komitacı eylemleri de dahil ederek eğitim vermekteydiler. Teröristleştirilen Ermeni komitacıların eğitimi tamamlanarak Osmanlı’ya misyon faaliyetlerine gönderiliyordu. Bu komitacılar daha sonra Ermeni Hınçak ve Taşnak örgütlerini kuracak, Türk ve Ermeni köylerine baskınlar yaparak toplumları birbirine kışkırtacaklardı.

Soykırım kelimesinin anlamı bir toplumu bir devletin sistemli bir şekilde yok etmeye çalışmasıdır. Osmanlı Devleti Ermeni milletine Milleti Sadıka unvanını vermiş ve yüzyıllar boyu gayri Müslim ve Müslüman halk birlikte barış içerisinde yaşamış. Ta ki Osmanlı gücünü yitirip Batı’nın kirli elleri bu topraklara uzanana kadar. Batıda eğitim gören Ermeni Komitacılar Ermeni köylerine gidip kendilerine destek aramaya başladıklarında halktan ve kilise Papazlarından bir katılım göremediler. Akdamar Kilise papazının ‘‘Biz Osmanlı’dan her zaman merhamet ve lütuf gördük. Ağabeyimize baş kaldrmamız söz konusu değildir’’ cevabının ardından Ermeni papazın Ermeni Komitacılarca öldürülmesi olayı gerçekleşmiştir.  Bu şekilde destek toplayamayacağını anladıklarında hedefler belirleyerek Anadolu’nun pek çok yerinde cinayetler işlenmeye başlanmıştı. Öldürülen Ermenileri Osmanlı katletti diyerek Batı basınında büyük yankı uyandıran haberler yayınlanmaya başlanmıştı. Ermenilerin yaşadığı köylere giderek 1 liraya aldıkları silahları 3 liraya satmak için yapay Ermeni köy baskınları yapmışlardı. Kendini savunmak amacıyla yoğun bir şekilde silah satın alan cahil Ermeni köylüleri milis kuvvet haline getirilmiş ve Türk köylerine taaruz için teşvik edilmişti. Böylece Türk Ermeni iç savaşının fitili ateşlenmişti. Ermeniler Türk köylerini basıyor Türkler intikam için Ermeni köylerini basıyordu. Durumun önünü alamayan devrin hükümeti olan İttihat ve Terakki Partisi Ermeni Techirine karar vermişti. Hal böyle olunca Osmanlı askerlerinin korumasında kafileler zorunlu göç ettirilmişti. Bu göçler sırasında acılı Türk köylüleri Ermenilere saldırmaya başlamış hatta koruma görevi yapan Osmanlı zabitlerinden bile ölenler olmuştu. Özet olarak Ermeni soykırımı Osmanlı Devleti tarafından organize edilmemiştir. 600 yıllık şanlı hayatı boyunca bu ulusları tek çatı altında yaşatabilen barışçıl bir devletti Osmanlı Devleti.

Gelelim asıl soykırıma İngiltere’nin Avustralya kıtasını Terra Nullius (Uluslararası Hukukta Hiçbir Devlete Ait Olmayan Bölge) ilan etmesinin ardından yapılan Aborjin katliamları, coğrafi keşif safsatası ile yüzyıllardır Amerika kıtasında doğa ile iç içe olarak yaşayan Aztek, Maya, İnka medeniyetleri yani Batı’ya göre Kızılderili halkları yok edilerek kan üzerine şuan büyük Amerika Birleşik Devletleri kurulmuştur. Hitler’in Yahudi soykırımı, Fransa’nın Cezayir soykırımı, Belçika’nın Ruanda soykırımı asıl insanlık suçudur. Ne hikmetse bunlar görülmeyip yapılmamış bir Ermeni Soykırım suçunu yüz kızartıcı bir şekilde atarak,Türk Devletine katil demeye getiren Batılı Devletlere en güzel cevap katili aynada görebilecekleridir. Türk hiçbir zaman eli kılıç tutmayana el kaldırmamış, Orhun kitabelerinde de yazdığı gibi; ‘‘Açları doyurdum, çıplakları giydirdim, Yoksul milleti zengin kıldım. Az milleti çoğalttım. Artık kötülük yok.’’