ENFLASYON

Ekonomide yaşanan sarsıntıya bağlı olarak enflasyon tartışmaları gümdenim ana konusu oldu. Asgari ücret ve bütçe görüşmeleri nedeniyle enflasyon dikkate alınması gereken en etkin alanı oluşturuyor.

TÜİK’in yaptığı açıklamalara güven duyan var mı? Pazar ve marketler gerçeğiyle TÜİK açıklamaları örtüşmüyor. TÜİK olanı değil, yönetimin istediğini açıklıyor desek yanlış olmaz sanırım.

Halk, söylenenlerden çok yaşadıklarıyla öğreniyor. Bazıları politik davranarak aç da olsa “Allah’a şükür çok doydum” diyebiliyorlar. Fazla geçmişe bakmaya gerek yok. Son bir ayda tüketim ürünlerine yapılan zamlar incelense yeter.

Benzin istasyonlarında zam öncesi araç kuyruklarını, araç sayısının çokluğuna bağlayabilen Bakan olabiliyorsa, yapılan zamlardan etkilenmediğini söyleyebilen de olur.

Şimdi asgari ücret belirlenecek, kamu emekçilerine ve emeklilere enflasyon farkı ödemesi yapılacak. Bu, maaş artışını düşük tutabilmek için enflasyonu düşük tutma girişimi olduğunu bilmeyen yok. Hatta enflasyonu düşük göstermek için Aralık ayı sonuna doğru yapılmak istenen zamları Ocak 2022 başına erteleme kurnazlığı da düşünülür. 2021’in ilk 6 ayının enflasyonunu düşük göstermek için 30 Haziran’da benzine zam yapmayı 1 Temmuz’a ertelendiğini anımsayalım. Enflasyonun gerçek seviyesi üzerinde oynana oyunlara bunun gibi yöntemler de ekleniyor.
           
Her koşul altında işçi ve emekçiler daha fazla yoksullaşıyor. 2021 yılı içinde yapılan toplu sözleşmelerinin bir anlamı kalmadı. Enflasyona göre ek zamlar gündeme gelmeli. Ocak’ta yapılacak olan maaş artışları da hem geçmiş, hem de gelecek enflasyonlar dikkate alındıktan sonra belirlenmelidir. Ocak artışından sonra tüketim mallarına yapılacak zam serisi maaş artışını anlamsızlaştıracak.
           
Bunlar bir durum tespiti. Bu durumdan işçi ve emekçiler zarar görmeden nasıl çıkacak? Başta sendikalar ve emek yanlısı partiler halkın hak taleplerini büyütmek zorundalar. Ses yükseldikçe enflasyon canavarının zararlarından korunma olanağı olur. Sistemin işleyişi, sermayeye hizmet etme biçiminde.
           
Asgari ücret ve bütçe en büyük toplu sözleşmedir. Taraflar haklarına sahip çıkma oranıyla avantaj elde eder. Meclis’te ya da Asgari Ücret Komisyonu’ndaki sandalye dağılımının işçi ve emekçiler aleyhine olmadı hak kazanma yöntemi gerçeğini değiştirmez. Güç, sandalye sayısında değil; hak talep edenlerin birlikteliği ve mücadelesindedir.
        
Zaman geçmiş değil. Bütçe görüşmeleri de Asgari Ücret Komisyonu toplantıları da devam ediyor. Eksik olan hak talep edenlerin (parti, sendika, dernek) mücadelesi.