İYİ DİLEK YETER Mİ?

Alışkanlıklarımız var. “Nasılsınız?” sorusuna kötü durumda olunsa da “Teşekkür ederim, iyiyim…” yanıtı verilir. Masamıza gelene “Çay içer misin?” diye sorulur. Sanki gelenin isteyeceğini sınırlar gibi. Oysa kimsenin niyeti, içilecek olanı sınırlamak değildir. Dedim ya alışkanlık…
           
Yeni yıl mesajlarında da alışkanlık olan talepler dile getirildi. “Mutluluk, barış, huzur; gölünce yaşam, sevdikleriyle birliktelik vb.” Bunlar, kişilere yönelik yeni yıl mesajlarında olması gereken iyi dilekler. Ülke ve dünya için dilekler de olumsuz değil. Ancak bu dilekler de alışkanlıkların yinelenmesi biçiminde olduğunda anlamlı olmuyor.
           
“Ne yapalım, yeni yıl için kötü dileklerde mi bulunmalıydık?” diye soranlar da olur. İyi dileklerde bulunmak kadar güzel ne var ki, bunu eleştirmiyorum. Yalnızca “dileklerde” bulunmayı yeterli görmediğimi vurgulamak istedim.
           
Dileklerimiz için ne yapıyoruz? Dileğimizin gerçekleşmesi için taşın altına elimizi koyabiliyor muyuz? Marx, “Filozoflar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumladılar, asıl olan onu değiştirmektir.” der. Yani durum tespiti yapmak, istemek yetmez. Değişmesini sağlamak, isteğimizin gerçekleşmesinin sağlanması için emek harcamak anlamlı olur. Güzel dileklerin gerçekleşmesi için “uzaydan” birileri gelip elindeki sihirli çubukla dünyayı renklendirmeyecek. Elimizde fırçalarımızla nasıl renk cümbüşü istiyorsak kendimiz yapacağız.
           
Yeni yıl dileklerini sınıflandırdığımızda kullanılan cümlelerin (dileklerin) sınıf, inanç, kimlik farkı gözetilmeden aynı olduğunu göreceğiz. Ancak “Güzel ülke, dünya” beklentileri farklı olacaktır. Bu dilekleri bulunanların içinde dileklerinin gerçekleşmesi için en çok emek harcayanlar hayallerine ulaşabilirler.
           
2021 yılından memnun olanların sayısı çok az. Tartışmalar, yaşananlar ortada. Yeni yıl kutlamaları anında yapılan zamlar da düşünüldüğünde dileklerimizin gerçekleşmesi için çabalarımızın olması gerektiği daha iyi anlaşılıyor.

Açlık, yoksulluk; demokratik haklar konusunda sıkıntı büyük. Ortadoğu kan gölü. İnsanlar yaşadıkları toprakları terk etmek zorunda bırakıldı. Gittikleri yerlerde de mağdurlar. 2022’de bunlar olmasın isteniyor. İstemek kolay, yetmiyor; değiştirmek için mücadele zorunlu. Siz, yalnızca dilekte bulunmakta yetinenlerden misiniz?