Mehmet Çolakoğlu

Mehmet Çolakoğlu

[email protected]

DAYANIŞMA & GÖNÜLLÜLÜK

08 Ocak 2022 - 11:09

Dayanışma ve gönüllülük kelimeleri günümüzde hiç bu kadar geniş kitleye hitap etmemiştir. Tüm dünyayı fevkalade olumsuz etkileyen COVİD-19 salgını nedeniyle ortaya çıkan ekonomik ve sosyal sorunların çözümü, toplumdaki her bireyin diğerleri için fayda sağlayacak faaliyetlere katılmalarını zorunlu kılmıştır. Salgın süresince evlerinden dışarı çıkamayan yaşlıların fiziksel ve zihinsel ihtiyaçlarının karşılanması, işyeri kapanmaları nedeniyle zaruri ihtiyaçlarını karşılamada zorlanan ve hatta iş kayıpları nedeniyle geçim sıkıntısı içine düşen ailelerin zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması, toplumdaki diğer insanlar için sosyal sorumluluk olarak görülmelidir. Dayanışma ve Gönüllülük işte tam bu noktada yaşamımıza girmektedir.

İnanç ve kadim sosyal ve kültürel değerlerimizden gelen dayanışma ve gönüllülük faaliyetlerine hem bireysel hem de toplumsal olarak katılmaktayız. Son yıllarda yaşadığımız deprem felaketleri sonrasında bireysel ve örgütlü olarak yapılan dayanışma ve gönüllülük faaliyetleri hepimizi gururlandırmaktadır. Bu anlamda, ülkemizde dayanışma ve gönüllülük faaliyetleri yürüten bir çok organizasyon bulunmaktadır.

Hem yerel hem de ulusal çapta faaliyetlerini gerçekleştiren bir çok sivil toplum örgütü özellikle gençlerin katılımı ile toplumsal fayda amaçlı faaliyetler yürütürken örgütün yönetim ve finans olarak güçlenmesine de katkıda bulunmaktadır. Sivil Toplum Örgütleri tarafından proje temelli yürütülen faaliyetler aynı zamanda gençlerin, kendine güven, empati, liderlik, girişimcilik, savunuculuk gibi kişisel ve profesyonel gelişimine de fevkalade katkı sağlamaktadır.

Diğer taraftan, ülkemizdeki dayanışma ve gönüllülük faaliyetlerinin, tüm iyi niyetli çabalara rağmen yeterince verimli olduğunu söylemek mümkün değildir. Devlet kurumu olarak faaliyetlerini sürdüren ve belirli kriterlere göre yardımlaşma ve dayanışma faaliyetlerini gerçekleştiren ‘Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma’ müdürlükleri, ihtiyacı olan bireylere özellikle kişisel ve profesyonel gelişim bakımından yeterli olamamaktadır. Bu bağlamda, yerel sivil toplum örgütlerine (Dernekler) çok önemli sorumluluk düşmektedir.

Misyonu gereği her hangi bir ekonomik karşılık beklemeden, sadece gönüllülük esaslı faaliyetler düzenleyen sivil toplum örgütlerinin yereldeki ihtiyaçlar doğrultusunda özellikle pandemiden kaynaklanan sorunların çözümüne yönelik projeleri hayata geçirmeleri gerekmektedir.

Ülkemizin de aday ülke olarak başvuru yapma hakkı bulunan Avrupa Dayanışma Programı (ESCs) her sivil toplum örgütü için fevkalade imkanlar sunmaktadır. Bununla birlikte, T.C İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Başkanlığı tarafından yayınlanan proje çağrılarına başvuru yapmak toplumsal duyarlılığımızın yanısıra dayanışma ve gönüllülüğümüzü daha da artıracaktır.

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum