Birlikte hayatı paylaştığımız veya yaşam alanımız içindeki gençlere ‘En çok ne yapmaktan hoşlanıyorsunuz?’ sorusunu yöneltsek, büyük çoğunlukla; sosyal medyayı takip etmek, müzik dinlemek, kafede arkadaşlarla sohbet etmek, film izlemek, seyahat etmek gibi faaliyetlerden hoşlandıkları cevaplarını alırız. Diğer taraftan, ülke nüfusumuzun %15,4’ünü oluşturan gençlerimizin küçük bir yüzdesinin kitap okumak, tiyatroya gitmek, sergi ve müzeleri ziyaret etmek gibi faaliyetlerden hoşlandıklarını da ifade etmeliyiz.
TÜİK verilerine göre 15-24 yaş arası gençlerimizin sayısı yaklaşık olarak 13 milyon olarak açıklanmaktadır. Bu durum, özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde giderek yaşlanan nüfus dikkate alındığında bizim için fevkalade avantaj olarak kabul edilebilir. Eğitim seviyesi yüksek, çağın gerektirdiği bilgi ve becerilerle donanmış genç için, istihdama katılmak, etkin ve verimli üretim faaliyetleri gerçekleştirmek, teknolojik üstünlüğü ele geçirmek, kısacası, gelişmiş ve refah düzeyi yüksek yaşam kalitesine ulaşmak çok daha kolaydır.
Genellikle, tarıma dayalı ekonominin ağırlıkta olduğu coğrafyamızda, son yıllarda turizm ve gastronomi eko sisteminin oluşturulması için yerel yönetimler tarafından proje tabanlı çalışmalar yapılmaktadır. Diğer taraftan, ülkemizi de olumsuz etkileyecek olan iklim değişikliği, diğer bölgelere göre daha avantajlı konumda olan bölgemiz için bir çok fırsatları da karşımıza çıkarmaktadır. Yerel yönetimlerin faaliyetleri içinde olan, çevreye duyarlı, gaz emisyon salınımı sıfır toplu ulaşım sistemlerinin oluşturulması, daha fazla yeşil alanlarının yaratılması, temiz atık ve kanalizasyon alt yapısının inşa edilmesi hem yaşam kalitemizi artıracak hem de bölgemizin ve dolayısıyla ilçemizin ekonomik ve sosyal gelişimine katkı sağlayacaktır.
Genç olsam!, stratejik coğrafi konumu, verimli tarımsal üretim imkanlarına sahip iklimin yanı sıra, yerel ürünlere dayalı gastronomi ve turizm sektörünün geliştirilmesine hazır bölgemizde, eğitim seviyesi yüksek, kişisel ve profesyonel becerileri gelişmiş, teknolojik araçları doğru kullanabilen gençler, yaşadıkları çevrede hak ettikleri ekonomik ve sosyal refaha ulaşabilir.
Bu bağlamda, ülkemizin geleceği gençlerimizin, kişisel becerilerinin yanında, yaratıcılık, girişimcilik, liderlik, işbirliği, yenilikçilik, ikna, yabancı dil, sosyal medya araçlarını doğru ve verimli kullanma becerilerinin geliştirilmesinde yerel çevrede faaliyette bulunan sivil toplum kuruluşları ve sivil toplum örgütlerine çok büyük sorumluluklar düşmektedir.
FACEBOOK YORUMLAR