GENÇLER NE YAPMALI?

Son katıldığım eğitim kursunda Portekizli eğitmen ‘Son İmparatorluk hangisidir ?’ diye sorduğunda, katılımcıların çoğunluğu  ‘Doğu Roma İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu cevabını verdiler. Fakat eğitmenin, sorunun cevabı olarak ‘Son imparatorluk Avrupa Birliğidir’ ifadesi benim için sürpriz oldu.  

Eğitmen, kıta Avrupa’sında bulunmasına rağmen Norveç ve İsviçre’nin  Birliğe katılmamasının sebebini açıkladığında eğitmene dikkatimi daha çok verdim. Portekizli eğitmen, Norveç’in çok zengin petrol sahalarına sahip olduğunu ve İsviçre’nin tüm dünyanın finans merkezi olduğunu ve adı geçen iki ülkenin ekonomik ve enerji kaynaklarını diğer 28 ülke ile paylaşmak istemediklerini ifade etti.
Eğitmen konuşmasını, ‘Petrol ve doğal gaz gibi her ülke için en önemli ihtiyaç olan kaynaklara sahip olmayan Avrupa Birliği, birliğin geleceğini İnsan Kaynaklarının geliştirilmesi üzerine kurmuştur.’ cümlesiyle bitirdi.

Dünyanın en başarılı bilim insanlarını yetiştiren, en güçlü sanayiye sahip olan, demokratik değerlerin en iyi işlediği ve çevre duyarlılığının en iyi şekilde yaşandığı Avrupa’nın bugünkü başarısının altındaki başlıca etken, en iyi insan kaynağına sahip olmasıdır. Avrupa ülkeleri nüfus artış hızının giderek yavaşlaması ve evlilik sayısının azalmasında dolayı, ülkemizin de dahil olduğu bir çok ülkeden başarılı gençleri davet etmekte ve çok cazip iş imkanları sunmaktadır çünkü en iyi insan kaynaklarına sahip olmak Birliğin varlık sebebidir.

Türkiye’deki toplam nüfusun %15,6’sını 15-24 yaş arasındaki gençler oluşturmaktadır. Ülkemiz için fevkalade önemli olan söz konusu nüfusun gereken stratejik planların oluşturulması ile ivedilikle avantaja dönüştürülmesi gerekmektedir. Kendine güven, girişimcilik, liderlik, empati, sorun çözme, yaratıcılık ve yenilikçilik gibi kişisel becerileri ve etkili iletişim, aktif dinleme, ilişki yönetme, saygı gibi sosyal becerileri gelişmiş ve modern çağın gerektirdiği bilgi ile donanmış gençlerimiz, ülkemizi Cumhuriyetimizin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün belirlediği muassır milletler seviyesine ulaştıracaktır.
 
Yukarıda belirlenen hedefe ulaşmak için, gençlerin eğitim-öğretim faaliyetlerinin yanı sıra yaşadıkları çevrede, yerel yönetim, sivil toplum örgütleri, resmi kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen kişisel ve sosyal becerilerin geliştirmesine yönelik faaliyetlere katılmaları gerekmektedir. Gönüllülük ve dayanışma temelli planlanan ve uygulamaya konulan faaliyetlere aktif katılım sağlayan gençlerin, edindikleri bilgi ve becerileri, ülkemizin insan kaynaklarının gelişmesine olumlu katkı sağlayacağı muhakkaktır.